Siyasi Partilerde Engelliler İçin Demokrasi Yok

[melleseferi]

Siyasi Partilerde Engelliler İçin Demokrasi Yok



2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı yasa doğrultusunda  belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmi yapılar, tüm yollar, kaldırımlar, yaya geçitleri, açık ve yeşil alanlar, toplu taşım araçları 7 Temmuz 2012 tarihine kadar engelliler için erişilebilir hale getirilecekti. Yani görme engelli ya da tekerlekli sandalyedeki vatandaş evine mahkûm olmayacak, anayasal hakkı olan seyahat etme özgürlüğünü kullanabilecekti...
 
Ama ne oldu? Belediyeler üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyip, basit önlemleri bile almadılar. Ya da göstermelik işlerle vatandaşla dalga geçtiler. Yedi yılın sonunda da AKP’li iki vekil öneri verdi ve süre 2015’e, hatta şehirlerarası araçlar için 2018’e kadar uzatıldı. Açıkçası belediyeler de merkezi yönetim de nüfusumuzun yaklaşık 10 milyonunu oluşturan engelli vatandaşlarımıza verdiği sözü tutmadı...
 
Şimdi önümüzde 30 Mart seçimleri var. Bakalım tek bir ‘oy’un önemi üzerinde ahkâm kesen siyasiler ve adaylar bu konu hakkında ne diyecekler?  Ya da deseler nasıl inandıracaklar? Bu soruya, TBMM’ye girmiş ilk görme engelli AKP eski milletvekili Lokman Ayva’nın verdiği yanıt şöyle:
 
“Bu konuda bütün partileri eşit şekilde eleştiriyorum. Hatta ayıplıyorum da. Neden derseniz bu noktada AKP, CHP, MHP, BDP’nin de belediyeleri rekabet edebilirlerdi. Örneğin BDP’li Diyarbakır’ı ya da AKP’li İstanbul’u engellilere uygun şehir haline getirdim diyebilirdi. Biz de ona göre kanaatimizi oluşturmalıydık. Ama hiçbiri yapmadı, daha doğrusu niyet bile etmedi. Yani tencere dibin kara seninki benden kara gibi bir durum var ortada.”
 
Ayva’ya göre; engellilerin oy kullanmalarına yönelik şartların oluşturulmaması da sorumsuzluk ve duyarsızlığın bir başka örneği. Çünkü bu konuda da genelge var ama uygulayan yok. Tıpkı 5378 sayılı yasa gibi... Bu nedenle en az üç milyon engellinin oy  kullanamadığını belirten Ayva’nın YSK’ya yönelik suçlamaları da var:
 
“YSK engellilerin oy kullanması için şartları hazırlamıyor. Yedinci kata sandık koyuyor, akülü sandalyedeki adamı da kimse oraya çıkarmıyor. Bunu defalarca bildirdim ama sonuç değişmedi. Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağım. Türkiye’de engelliler için demokrasi yok.”
 
Ailenin onurunu kim koruyacak?..
 
Dokuz yaşındaki zihinsel engelli Ali ile kız kardeşi Sıla ( geçtiğimiz yıl bugünlerde polis zoruyla, 6 yıldır anne - baba dedikleri Balıkesirli İlknur- Murat Demir çiftinin yanından alınarak yuvaya geri gönderilmişlerdi. Üstelik de başka bir ilde ayrı ayrı “sevgi evine” yerleştirilmişlerdi. Çünkü devlet yıllardır emanet ettiği ve periyodik olarak denetlediği koruyucu ailenin çocukları görmesini istemiyordu. Nedeni de bilgisayar tamircisi baba Demir’i “çocuklara cinsel istismar ve çocuk pornosuyla” suçlayan isimsiz bir mail ihbarıydı. Ama böyle ağır bir suçlamaya rağmen, gözaltı tutukluluk gibi bir durum yaşanmamış, sadece çocukları almakla yetinilmişti. O da ihbardan altı ay sonra... Bu arada babanın “İftira atıyorlar, aklanana kadar beni evden uzaklaştırın, yeter ki çocukları evden almayın” sözleri de dikkate alınmamıştı. Bakalım o günden bu yana neler olmuş:
 
Demir ailesi aylarca çocukların gönderildikleri yeri öğrenmek, hiç değilse seslerini duymak için çalmadık kapı bırakmadı.
 
Çocuklardan Sıla, Rize’de bir başka koruyucu ailenin yanına verildi. Israrla “Büyüyünce Balıkesir’deki ailemin yanına gideceğim” deyince 1,5 ay sonra Bursa’daki yuvaya gönderildi.
 
Zihinsel engelli Ali, Balıkesir’deki evine dönmek için üç kez Sevgi Evi’nden kaçtı. İlkinde Bursa Kültürpark’ta bir vatandaş buldu, polise teslim etti. Sonuncusunda ise otogar yolunda bir aracın altında kalarak ağır yaralandı, aylarca tedavi gördü. Şimdi iyi ama yaşadığı duygusal etkilenme nedeniyle zihinsel engeli yüzde 50’den 60’a çıkmış durumda.
 
Baba Demir, hakkında “Şiddet kullanarak, hayvanlarla ölmüş insan bedeni ile ilgili müstehcen yayın üretmek ve satmak” iddiasıyla açılan davadan beraat etti (Balıkesir 3. Asliye Ceza Mahkemesi 26/6/2013 Karar:2013/425)
 
Çocuklara cinsel istismar iddiasını soruşturan Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı, “İsimsiz mail dışında delil bulunmadığından” diyerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. (09/10/2013)
 
Uzmanlar, Ali ve Sıla’nın Demir ailesini istediklerini ve yanlarında mutlu olduklarını saptadı. (Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Adli Değerlendirme Raporu)
 
Balıkesir İdare Mahkemesi, Demir çiftinin yönetmeliğe dayanılarak verilen Koruyucu Aile statülerinin kaldırılma kararını oybirliğiyle iptal etti(10/01/2014)
 
Aile bu kararla Balıkesir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne başvurak çocukları istedi.(05.02.2014)
 
Peki Ali ile Sıla anne ve babasına kavuştu mu? Hâlâ değil... / Tunca Bengin
 
10.02.2014 - Milliyet

Anahtar Kelimeler : ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır" şeklinde değiştiriliyor.