BİR ŞEHİDİN DÜNYA MALI
Habbab radıyallahu anh şöyle anlatıyor:
Peygamber aleyhisselâm ile beraber Allah'ın rızâsını talep ederek hicret ettik. Ecir ve sevapları vermek Allahü Teâlâ'ya kaldı. Ancak kimimiz Allah'ın dünyadaki mükâfatından bir şey nasiplenmeden öldü. Kimimiz de hicreti, hayatta iken meyvelerini verdi. O kimse de meyveleri toplayıp istifade etti. Mus'ab bin Umeyr radıyallahu anh vefat ettiği zaman, bir tek elbisesinden başka geride bir şey bırakamamıştı. Bu elbise ile vücudunun baş kısmını örtüyorlar ayakları açıkta kalıyordu. Ayaklarını örttükleri vakit baş tarafı açıkta kalıyordu.
Peygamber aleyhisselâm da:
— Elbisesi ile baş tarafını örtün, ayaklarını ise izhir dedikleri at ile örtün, buyurdular.
Mus'ab bin Umeyr radıyallahu anh Hâşim oğullarından olup ilk müslümanlar arasında bulunuyordu, ikinci Akabe bîatından sonra Allah'ın Resulü kendisini Kur'ân öğretmek ve namaz kıldırmak üzere Medine'ye göndermişti. Kendisi Uhud muharebesinde şehidlik rütbesine erişmişti.
(Buharî, Tirmizî)
alıntı