GünGeçmiyor ki toplumda zaten var olan ayrımcı ve ötekileştirici alışkanlıklar, bir siyasetçinin ağzından dökülmesin… Bu durum son olarak Ardahan belediye başkanı Faruk Demir’in, her yol bitti de engelli yolu mu kaldı şeklinde sarf ettiği ayrımcı ötekileştirici Beyanla ortaya çıkmıştır.
Bilinmelidir ki, yaptığı ayrımcılıkdan utanmayan ve halen özür dilemeyen bu kamu görevlisi, yargı organları nezdinde sarf ettiği ayrımcı uygulamanın bedelini engellilere ve engelli örgütlerine karşı ödeyecektir.
Sarf edildiğinde yalnızca kendini bağlayan bu ayrımcı beyan, sessiz kalındığında ve karşı açıklama yapılmadığında, mensubu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi‘ni de bağlayacaktır. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi yetkililerinin derhal bu ayrımcı uygulamaya karşı partinin görüşlerini açıklaması Ve bu başkan hakkında işlem yapması elzemdir.
Bu amaçla genel olarak engellilerin ve engelli örgütlerinin düşüncelerini yansıtan aşağıdaki alıntıyı paylaşma gereği duydum. biri kaldırımları incelerken engelli yollarının yapılıp yapılmayacağını sormuş, belediye başkanı da, "her yol bitti engelli yolu mu kaldı!" diye yumurtlamış ve eklemiş: "biz engellinin elinden tutarız, yardım ederiz..."
Bak sevgili siyasetçi! Uzun zamandır seçim atmosferindeyiz ve ben artık bu hususlarda seni uyarmalıyım ki, "vay benim haberim yoktu!" "vay efendim ben düşünemedim!" falan deme lüksün olmasın! Bir kere, katılacağın mitinglerde ya da sokaklarda kurguladığın sözüm ona spontan halkla konuşma seanslarında beni gördüğünde "biz zaten engelli kardeşlerimiz için şunu düşünüyoz, bunu hesaplıyoz, biz bilmem hangi kralın bilmem nerdeki sarayını engellilere verecez" şeklinde çıkışlar yapma, iktidar temsilcisi de olsan muhalefet temsilcisi de olsan seni bozarım! Ben engelli bir vatandaşım. Senin kolunun altına alabileceğin, her yerde oynamasına, tek başına dışarı çıkmasına her zaman izin verilmeyen küçük kardeşin değil! Öyle üsttenci tavırları bırak! Ayrıca ben senden beni toplumdan izole edecek, kendi rahat alanımda insanlardan uzak yaşayabileceğim tesisler falan da istemiyorum. "Bu binayı engellilere veririm kurtulurum!" diye düşünerek yırtamazsın! Ben seninle ve diğer insanlarla birlikte rahat şekilde yaşayabileceğim, kendimi gerçekleştirebileceğim ortamlar istiyorum! Ben istiyorsam, sen de benim dediğimi yapacaksın, o kadar. Sana oyu veren benim ve çantada keklik değilim!
Halkla buluşmalarında bir engelli yakını gördüğünde "ben senin yükünü hafifletecek, bu engelliye bakman için gereken bakım parasını artıracağım!" şeklinde vaatlerde bulunmaktan da vazgeç ayrıca. Bizi ebeveynlerimizin ya da yakınlarımızın geçim kaynağı olarak yansıtmana artık tahammülüm yok. Sosyal politikalarını bizzat dezavantajlı bireye odaklayacak politikalar oluştur ve bana mitinglerde bunları anlat. Benim anneme vereceğin bakım aylığından, dayıma sağlayacağın engelli arabası kolaylığından, teyzemin kızına vereceğin refakatçi ayrıcalığından falan bahsetme. İhtiyacım olan, hakkım olan şey neyse onu bizzat bana sağlamayı vaat et! Bizzat benimle konuş, bana sor, bana danış, benden dinle! Anamdan, babamdan, hariçten gazel okuyan uzmanımsılardan ya da iktidarın kaymağını yiyen aramızdaki yandaş hainlerden değil!
Ve sakın "biz engellimizi kucaklıyoruz, onu elinden tutup götürüyoruz, her sağlam bir engelli adayıdır, sevgi her engeli aşar" gibi mide bulandırıcı ifadeler kullanma! Üstelik beni gördüğünde bana sözcük anlamıyla da sarılma ve beni fiziki olarak da kucaklama! Sen kimsin ki benim kişisel alanımı teklifsizce işgal ediyorsun! Konuşalım, görüş alışverişinde bulunalım ve dağılalım! Vaat ettiğin politikalarda da beni kendine bağımlı yapacak, elimden tutup götüreceğin, kendini iyi hissedip vicdanını rahatlatacağın icraatlardan sakın. Benim beni kucaklayacak değil benimle yürüyecek, benim yanımda olacak siyasetçiyledir işim. İyilik yapıp günahlarından arınmayı amaçlayanlarla değil! Vıcık vıcık, mıncık mıncık siyasetten bıktık artık! Artık mesafeli, saygılı bir samimiyet ve şeffaflık istiyoruz! Tanrı'nın temsilcisi olarak tepeden iyilik dağıtamaz, lutufta bulunamazsın bana. Ben senin iktidarının destekçisi de olsam muhalefet de olsam, beni yönetim mekanizmalarının taa ortasında bulacaksın unutma. İtirazlarımla, önerilerimle, hatta engellilikle ilgisiz konulardaki fikirlerimle hep senin gözünün önünde olacağım. Oturduğum yerden bana bir paket çay fırlatmanı ya da yardım çeki uzatmanı beklemeyeceğim. Yürüme yolum yoksa engebelerden yürüyeceğim. Rampam yoksa ellerimle tırmanacağım. Sesli ışığım yoksa yolun ortasına dalacağım. Sana o yolu, o rampayı, o ışığı seve seve yaptıracağım. Resmi dairelerde işaret dili tercümanını zorla çalıştırtacağım. Beni bir yardım ve iyilik nesnesine çevirmeye sen uğraştıkça, ben sana birey olduğumu gösterecek, haklarımı senden dimdik bir duruşla, kararlı bir tavırla isteyeceğim.
Seçimden önce mutlaka bir engelliler farkındalık günü olacak. Mutlaka engellilerle bir buluşman olacak ve sen internette yazan pratik bilgileri mutlaka okuyacaksın. Engelliye soracağınız soruyu yakınına sormayın... Engellinin koluna girmeyin o isterse sizin kolunuza girsin falan filan! Bunları öğrenmek ve kurgulanmış ortamlarda kullanmak kolay! Bense senin spontan durumlarda ne söyleyeceğinle, okuduğun pratik bilgileri zihniyetini değiştirmek için nasıl kullandığınla ilgileniyorum. Hiçbir hatanı affetmem haberin olsun! Beni birey olarak görmediğini anladığım an, sandığın en dibindesin bunu bil! E hadi o zaman kolay gelsin! 🙂
ALINTI.
kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
