ÜLKEM GİBİ ve PES ETMEDEN...
Sıradan şartlardayken bile nasılsın dendiğinde, genellikle "Ülkem gibiyim" derim. Oldum olası kendimi çevremin, ülkemin ahvalinden tamamen soyutlayamayan biriyim. Şu günlerde ise ülkemizin yine en zor zamanlarına şahit oluyoruz. Şahsımın iyi olmasının ne önemi var, ülkem ağlıyor deyip kendimi salma hakkım da yok. Afetin ilk on günü, özellikle de sabahları sinirlerim zayıf kalkmamın etkisiyle de kahvaltı yapmaktan utandım, saat 15:00 te ilaç mecburiyeti nedeniyle yediğim oldu. Sıradan, günlük eylemleri yapmaktan ben de utandım. Bu ruh halini haber spikerlerinden, dışarı çıktığımda gördüğüm kişilerden ve hatta psikoloji eğitimi almış uzmanlardan da duyunca kendime daha şefkatli davrandım. Üstelik '99 depreminde kaybettiğimiz rahmetli görümcemin sürecinde yaşadığımız günler de canlandı yüreğimde. Bu süreçte interneti açtığımda bir saatte şarjı bitip sabaha kadar da şarj olamayan, ekran sorunlu telefonum nedeniyle, fazlaca olan takipçi kitleme rağmen insanlararası yardımlaşma, haberleşme için gerekli ve faydalı paylaşımları düzenli ve takipli şekilde yapamam ise ayrıca yüreğimi acıttı. Neyse ki, ilk hafta Cuma günü hastane randevularım sonrası yardımların toplandığı Bodrum Belediyesi Herodot Kültür Merkezi'ne engelli transfer aracıyla kendimi atınca ruh halim epeyce düzeldi. Kaymakamlık, Bodrum Belediyesi, Kızılay, diğer bazı STKlar ve gönüllüler orada bir haftadır gece gündüz çalışıyordu. İnsan inandığını yapınca yorulmaz ya, genç yaşlı herkes gönülden bir çabayla el ele vermişti. Günlerdir kendi kendime evde ağlayan ve de en azından telefondan destek olma isteğini de yerine getiremeyen ben, orada hele de engelli bir birey olarak azıcık destek olmak istedimse de, sağolsunlar gençler buna pek izin vermediler. Elim birşeylere değdi ya, şükür. Sağolsun Bodrum Kızılay Şube başkanım akşama kadar kalmamı ve beni eve bırakacaklarını söyleyince uçtum. Hani yapmak isteyipte yapamadığımız, ruhumuzun koştuğu ve duvarlara çarptığı o hali, o gün ulaşım duvarlarının yıkılmasıyla aştım. Orada olan herkesten Allah razı olsun.
Allah vefat eden tüm vatandaşlarımıza rahmet eylesin, mekanları Cennet olsun. Geride kalan acılı tüm afetzedelerimize, ülkemize başsağlığı, büyük sabır diliyorum. En az on milyon kişi etkilendi ve artık hayat hiçbiri için kolay olmayacak. Ülkemizin tüm bölgelerinde psikolojik açıdan vatandaşlar az ya da çok yaralandı ve ekonomik, sosyolojik açıdan çok daha büyük zorluklar bizi bekliyor. Kalanla, dayanışmayla, sabırla, inançla var olmaya çalışacağız. Bundan sonra kesinlikle bilim rehberliğinde, liyakat sahiplerinin yapacakları çalışmaların çok fazla önem kazandığı günlerin çaba gösterenleri olmak zorundayız.
O Cuma Herodot ziyaretim sonrasında yine evde o günü anarak ve yine gitme isteğiyle günlük hayatım, uğraşılarım kaslarım oldukça tutuk ve acısa da devam ettim. Dinlenme hakkımı kullandığım zamanlar, ilaçtan uyuşuk beynimde bile düşünceler ve yoğun hayatımın gerekliliklerini yapma dürtüsü tepinip dururlar. Oturup dinlenirken acı ve ağrılarımı çok daha fazla hissettiğim için yavaş yavaş ancak sürekli faal olmak ve böylece kendimden uzaklaşmak yorucu ama ruhen çok değerli. Hava ve sürekli temasta olduğum su da gayet soğuk olunca ve maalesef Mumcular Mahallesi Bodrum'dan çok daha soğuk ve nemli olduğu için rahatsızlıklarım çok daha fazla arttı. Ancak yıllardır böyle hissettiğimde kendi kendime, olsun "enkazda, sokakta veya maden ocağında" değilsin diyerek talkımı veririm. Sığındığım bu şükrümün kaynağı unsurların hepsi deprem bölgesinde mevcutken, soğuk olan şeylerden şikayete hiç mahal yok. Hele ki, o enkazlarda hayata yeniden katılmak için direnenler, enkaz başında umutla bekleyenler, canhıraş bir çabayla çalışan kurtarma ekipleri ve gönüllüler varken, toprağın üzerinde olan bizlerin üretken olması bu sırada çok daha önemli. Kendi hayatımız ve ülkemiz için elden ne gelirse, o yapılacak.
Deprem öncesi ve sonrası yaptığım reçeller de bu çabamın ürünüdür. Reçellerle ilgili paylaşım yapmayalı çok oldu. Her geçen yıl eskisi kadar kolay yapamadığım ve hele ki bir tekerlekli sandalye kullanıcısı için erişilebilir olmayan mutfaklarda pişirdiğim reçellerimi utanarak da olsa bu akşam paylaşıyorum. Ve maalesef bunları yazarken Hatay'da yine yeni bir deprem ve artçıları meydana geldi. Paylaşmaktan yine vazgeçeyim derken bıraktım kelimelerimi buraya.
Hayat!!!
Fiyat bilgisi kısaca aşağıdaki gibidir. Sipariş ve sorularınız için lütfen mesaj atınız.
*66 cc lik ve yaklaşık 850 gr.lık kavanoz- 90 TL
*42,5 cc- yaklaşık yarım kg.lık kavanoz - 65 TL
*37 cc lik ve yaklaşık 450 Gr lık kavanoz - 60 TL
*33 cc kavanoz- 55 TL
Elimde şu anda Bodrum mandalinası reçeli ve elma marmelatı bulunmaktadır.
Not: Fotoğraflardaki salça kutusu kavanoz boyutlarını anlamanız içindir. 66 cclik kavanoz bu salça kutusu ebatlarındadır.
Allah'a emanet olun hepiniz
Geceniz hayrolsun.
Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88
