*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Haftanın Sorularından Seçmeler  (Okunma sayısı 938 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
Haftanın Sorularından Seçmeler
« : Aralık 30, 2017, 04:34:40 ÖS »
Haftanın Sorularından Seçmeler

Soru – Cevap                         

--------------------------------------------------------------------------------

Merhaba,29 yaşında 4 yıllık evli bir bayanım. Yaklaşık 2 yıldır bebek sahibi olmak istememize rağmen başarılı olamadık ve gerekli kontrolleri yaptırdık. Ben de sorun olmamasına rağmen,eşimin sperm sayısı 1 cc.'de 2 milyon. Varikosel operasyonu bu sayıyı yeterli düzeye çıkarabilir mi, yoksa doğrudan mikroenjeksiyon yöntemini seçmemiz daha mı sağlıklı olur.
İlgi ve desteğiniz için şimdiden teşekkürler...

Eşinizin sperm sayısının milimetrede 2 milyon olduğunu belirtiyorsunuz. Bu, oldukça düşük bir rakam ve sanırım en az iki kez yapılan spermiyogram neticesinde bu sayı saptanmış ve ek inceleme olarak eşinizde varikosel araştırılmıştır. Eğer ileri incelemede eşinizde anlamlı bir varikosel bulunmuşsa, öncelikle bu durumun giderilmesi ve ameliyat sonrası sayıda artış olup olmadığının gözlenmesi gerekir. Tıbbi açıdan ve mikroenjeksiyonun maliyeti açısından öncelikle böyle bir denemeye girişmeniz daha uygun olabilir. Burada size en iyi yorumu yapabilecek kişi eşinizin değerlendirmesini yapan üroloji uzmanı olacaktır.


--------------------------------------------------------------------------------

19/05/1974 doğumluyum.1.50cm 56kg agırlığında hamileliğimin 39. haftasındayım.39.haftada yapılan muayene sonucu bebek 3.100 kg ağırda.Doktorum çatımın dar olduğunu normal doğumun cok zor olacağını ve benim gibi kısa boylu bayanlarda sezeryanın kaçınılmaz olduğunu söyledi.fakat ben normal olmasını istiyorum.1 hafta önceden yapılan muayenede sezeryan kararı verılmesi nekadar doğru?kısa boylu olmamda sezeryan arasındakı bağlantıyı anlayamadım.(çünkü benden daha kısa boylu bayanların normal doğum yaptığını biliyorum) Acaba doğum sancım gelene kadar beklesem çatımda açılma olmaz mı? bana bu konuda aydınlatırsanız sevinirim.
ilginize teşekkür eder,iyi çalışmalar dilerim.

Anne adayının boyunun 1.50 metreden kısa olması pelvis darlığı ("çatı darlığı") varlığı açısından bizim için uyarıcı bir faktör olup direkt sezeryan nedeni değildir. Bariz olarak doğumsal kemik gelişimi bozukluğu olan anne adayları hariç, pelvis darlığı her zaman nisbi bir kavramdır. Bunun anlamı şudur: pelvis darlığını değerlendirirken anne adayı ile bebek arasındaki ilişki değerlendirilmelidir. Bu yüzden öncelikle ağrılarınızın başlaması ve ağrılar başladıktan sonra yapılan vajinal muayenelerde serviksteki açılmanın zamansal ilerlemesinin normal olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Pelvis darlığı olup olmadığını en iyi gösteren bulgulardan biri etkili doğum ağrılarının serviksin açılmasını ve bebeğin doğum kanalında ilerlemesini sağlayıp sağlayamayacağıdır.


--------------------------------------------------------------------------------

Yaşanan problemsiz bir kürtaj sonrası, yeniden hamile kalmak için beklemeli mi? Ne kadar beklemeli?

Kürtaj olma nedeniniz tıbbi ya da jinekolojik bir soruna bağlı değilse, kürtaj esnasında ve sonrasında müdahaleye bağlı bir sorun yaşamadıysanız, yeni bir gebelik için beklemenize gerek yoktur.


--------------------------------------------------------------------------------

33 yaşındayım, gebeliğimin 18.haftasındayım, bu ikinci gebeliğim, 9 yaşında bir kız çocuğum var.Sorum: DRAMAMİNE tabletin bebeğimin üzerinde yan etkisi olabilir mi?  (9. haftadan beri 2 kutu(1 kutu=12tablet) kullandım)

Dramamine (dimenhydrinate) B kategorisinde yeralan bir ilaçtır ve bu yüzden de gelişmekte olan fetus üzerinde olumsuz bir etki yaratması beklenmez. Bu özelliğiyle Dramamine hiperemesis (gebelik bulantı ve kusmaları) tedavisinde yaygın kullanılan ilaçlardan biridir.   Ancak 18. haftaya gelmenize rağmen bu ilacı kullandığınıza göre, bulantılarınız şiddetli bir şekilde devam ediyor. Normalde 14. haftanın sonuna doğru artık gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaların oldukça hafiflemesini ve kaybolmasını bekleriz. Bu haftadan sonra devam eden bulantı ve kusmalarda tıbbi bir problem söz konusu olabilir (mide hastalıkları gibi), çoğul gebelik söz konusu olabilir, tanısı konamamış bir mol gebeliği söz konusu olabilir.  Ender durumlarda ise gebeliğe bağlı bulantı ve kusmalar 20. haftaya kadar da devam edebilir ve çok ender durumlarda bu haftalardan sonra da sürebilir. 


--------------------------------------------------------------------------------

29 yaş,14. hafta, ilk gebelik
eşim elektrikli bir masaj yatağı almış. 5 ayrı bölgeye masaj yapıyor üzerine yatınca.Kumanda ile ayarlayabiliyorsunuz. Kullanmamda bir sakınca olabilir mi?

Elektrikli masaj yatağı elektriği mekanik enerjiye çevirme (yani yatağın belli bölgelerini ritmik olarak hareket ettirme) prensibine göre çalışıyorsa (ki muhtemelen öyle) bu durumda normal bir masajın yapacağı etkinin aynısını yapar. Erken gebelik döneminde yapılan masajın düşük riskini artırmasını beklemeyiz.   Ancak bu aletin kitapçığını dikkatli bir şekilde okumalı, çalışma prensibini dikkatlice incelemeli ve varsa uyarıları dikkate almalısınız.


--------------------------------------------------------------------------------

Bir arkadaşım 2. doğumda tekrar hamile kalmamak için operasyon yaptırmış.("Bağlatmış". ) 3. çocuk düşünüyor. Ama ne yapması gerektiği hakkında bilgisi yok. Tekrar bir operasyon geçirip açtırması mı gerekir. Bu operasyonun derecesi hk. bilgi verebilirmisiniz.? Tşk.

Tüplerin bağlanması esnasında Fallop tüpleri ileri derecede hasar görmektedir. Bu nedenle de açıklığı yeniden sağlamak için yapılan operasyonların başarı şansı ancak %30'larda kalmaktadır. Yapılması gereken özellikle "infertilite ve mikrocerrahi" konularıyla ilgilenen bir Kadın-Doğum uzmanına başvurmak ve bu operasyonu yaptırıp yaptırmamaya onunla yapılan görüşmeye göre karar vermek.   

Sorunu çözmek için en son basamak tüp bebek olabilir.


--------------------------------------------------------------------------------

Kızım 2,5 aylık oldu... Ve ben doğum kontrol yöntemlerini düşünmeye
başladım. Doğumdan önce regl ağrılarım çok şiddetli oluyordu. Sanırım ağrı
eşiğim çok düşük. Özellikle genç kızken sancılardan bayılıp kustuğum bile
oldu. Zamanla bayılmalar azalsa bile  sancıları ancak iğneler veya haplarla
gidermeye başladım. Şimdi korunmak için spirali düşünüyoruz. Geçenlerde
doktorumla bu konuyu konuştuğumuzda takıp bir deneyelim dedi. Açıkçası ben
ürktüm biraz. Spiralin sancı yaptığını duymuştum çünkü. Siz ne önerirsiniz
bu konuda? Bebeğimi emzirdiğim için doğum kontrol hapları kullanamıyorum.
Açıkçası emzirmesem bile bu yöntemi pek kullanmak istemezdim herhalde...

Doktorum üç aylık iğnelerden de bahsetti? Bunların yan etkilerin olduğunu
duymuştum... Siz önerir misiniz?

Emzirmekte olan bir anne için çok sayıda korunma seçeneği var: bunları tercih edilmesi gereken sıraya göre belirtiyorum:

1-spiral: avantajı 5 yıllık koruyuculuk sağlaması, ucuz olması, takıldıktan sonra bir şikayet olmadığı sürece yıllık doktor kontrollerinden başka birşeye gerek duyulmaması. Dezavantajı: enfeksiyona yol açabilmesi, adet sancısını ve adet kanaması miktarını artırabilmesi, koruyuculuğunun haplara göre nispeten (hafifçe) düşük olması.   

2-Aylık ve üç aylık iğneler: spiral kullanması sakıncalı olan, spiral kullanmakta iken sorun yaşayan, spiral kullanmak istemeyen anneler için emzirme döneminde birinci seçenek olabilir. Avantajı: koruyuculuğunun oldukça yüksek olması, nispeten ucuz olması, aylık veya üçaylık enjeksiyon dışında özel birşey gerktirmemesi. Dezavantajı: adet düzensizliğinden adet görememeye kadar uzanan bir spektrumda yanetkiler yapabilmesi (%30 kadında), vücutta şişkinlik yapabilmesi (%30) ve diğer bazı yanetkiler.   

3-Haplar: koruyuculuğu çok yüksek olan ancak günlük alınması gereken ilaçlardır. Doğum kontrolü dışında ek bazı yararları vardır (kanama miktarını azaltması, adet sancısını gidermesi, adet düzenini sağlaması, uzun vadede endometrium ve yumurtalık kanserinden koruması gibi). Hapların en büyük dezavantajı kadının günlük alma prensibine uymakta zorlanmasıdır. Bunun dışında başağrısı, ilk aylarda lekelenme gibi hafif yanetkilere, damar tıkanıklığı gibi ciddi yanetkilere (1/50.000-sokakta trafik kazası geçirme ve buna bağlı ölme riskinden daha düşük) neden olmasıdır. Emzirme döneminde kullanılması sakıncalı değildir, ancak sütün bileşimini bozabileceklerinden bebeğini yanlızca kendi sütüyle besleyen annelere önerilmez.   

4-tüplerin bağlanması   


--------------------------------------------------------------------------------

Ben 25 yaşında, 10 haftalık hamile daha önce hiç gebelik geçirmemiş bir bayanım. Doktor kontrolümde 7 haftalık kontrolüm normal geçti. Sonrasında (3 hafta sonra) 2-3 gün kahverengi akıntı geldi. Bunun sonucunda doktoruma başvurdum. Bebegimin hareketsiz oldugunu ve kalp atısını duyamadıgını ultrasonla belirledi. Kesem büyükken ve cenin yaklasık 6 cm olması gerekirken sanki 6-7 haftadaki gibi 1-2 cm kalmıs. Sonrasında kürtajla bebegim alındı ve tahlile gonderildi. Yeniden gebelik icin 3 ay beklememizi söyledi. Bebek ölümünün sebepleri neler olabilir? Genetik bir sorun var mıdır? Varsa nasıl giderilebilir? Yeniden hamilelikte tekrar etme şansı nedir? Daha onceden guatr rahatsızlıgı gecirdigim ve kansızlık yaşadıgım belirlendigi için bu da bebek olümüne yol açmıs olabilir mi?

Bebeğinizin ölçüleri dikkate alındığında 7. haftadaki kontrolden kısa bir süre sonra öldüğü anlaşılıyor. Düşük olayı da 3 hafta sonra başlamak üzereyken (kanamanız olduğunda) doktorunuz doğru bir karar vererek olayı hızlandırmak için müdahaleyle gebeliği sonlandırmış.   Özellikle 7. haftaya kadar oluşan düşüklerde en sık görülen neden gelişmekte olan bebeğin kromozomlarının normal olmamasıdır. Kromozomlardaki anormallik organların ve plasentanın uygun bir şekilde gelişmesini engellemekte ve bu yüzden de bebeğin ölümünden belli bir süre sonra düşük gerçekleşmektedir.   Tümüyle normal başlayan bir gebeliğin düşükle sonlanma riski yaklaşık %15'tir. Buna henüz adet gecikmesi olmayan dönemde ortaya çıkan düşükler de eklendiğinde bu oran %35'e kadar çıkmaktadır.   Düşük oranlarının genel olarak bu kadar yüksek olmasının nedeni insan neslinin mükemmel olmaya devam etmesini garanti altına almaktır. Kromozom anomalili bebeklerin %90'ından fazlası bu şekilde, kaba bir tabirle, elimine edilmekte ve dünyaya sağlıklı bireylerin gelmesi sağlanmaktadır. Buna doğal seleksiyon adını veriyoruz.

Bebekte kromozom anomalisi oluşmuş olmasının en sık nedeni "tesadüfidir" ve genellikle tekrarlayıcı özelliği yoktur.   

Elbette düşüğün bunun dışında görülebilecek yüzlerce nedeni olabilir.   Ancak erken dönemde bir kez düşük yapanlarda, eğer kronik bir hastalıkları yoksa, herhangi bir araştırma yapma gereği duymuyoruz. Arka arkaya iki veya daha fazla düşük yapanlarda ise bazı ileri tetkiklerin yapılmasını öneriyoruz.   

Daha önceden geçirdiğiniz tiroid hastalığı (guatr) ile ilgili tetkikleri tekrarlatmanızı öneriyorum.   


--------------------------------------------------------------------------------

Kızlık zarı yırtılmadan hamile kalınma olasılığı nedir?

Kızlık zarı yırtılmadan gerçek bir cinsel ilişki olamayacağından gebelik oluşma ihtimali oldukça düşüktür. Ancak özellikle yumurtlama döneminde veya hemen öncesinde olan yakın temasta, boşalma vajina içine doğru gerçekleşirse (içeriye girmeden) spermler hızlı bir şekilde vajinadan servikse geçerek gebeliği başlatabilirler.


--------------------------------------------------------------------------------

Merhaba ben Kazakistan dan yaziyorum.Yasim 21,gebelik haftasi 30,ilk cocuk olacak.sorum su Turkiye ye gittim.Ordan yeni geldim.Doktorum bana (supradin,ferrum fort)adinda hap verdi. Tahlillerimde normal cikti.7 ay boyunca 9 kilo aldim.Yememe cok dikkkat ediyorum.
Sut ve sut urunlerini duzenli olarak yiyorum.Hap icmesem olur mu?

Gebelik döneminin genellikle 16. haftasından itibaren (bulantılar tamamen bittiğinde) anne adayları hergün mutlaka gebelik döneminde kullanıma uygun demir içerikli ilaçlardan birini düzenli olarak almalı, bunu lohusalığın sonuna kadar sürdürmelidirler. Gebelikte anne adayının artan kan yapımında, bebeğin oluşmakta olan kan hücrelereinin yapımında ve yine bebeğin doğum sonrasında ihtiyaç duyacağı demir depolarının oluşturulmasında gerekli olan demir, ne kadar düzenli beslenilirse beslenilsin yeterince alınamaz.   Beslenmeniz düzenliyse vitamin ilacını almanız mutlaka gerekli değil, ancak demir ilacınızı mutlaka alın.   


--------------------------------------------------------------------------------

Sorumu okuyup cevaplandirmaniz dilegiyle... Yasim 31,gebelik haftasi 38+3 ve ilk bebegim. Iki gun onceki kontrolumde tesadufen bebegin suyu ile ilgili bir sorun olabilecegini fark etti doktorum ve farkli bir ultrasonla bakilmasini sagladi. Basi asagida cikisa yerlesmis ve sadece o bolgede bir azalma soz konusu. Diger bolumlerde su miktarinda sorun yok. Bebegin kalp atislari 120-160 arasi ve cok iyi.Bende her hangi bir sorun yok;idrar testi ve tansiyon olcumlerim normal. Ama iki gune bir kontrol edilmem gerekiyor. Acaba problem ne ve endiselenmeli miyim? Yeterince endiseliyim gerci... Konuyla ilgili bilgilerin sebep ve sonuclari benim sorunumla birebir ortusmedigi icin soruyorum. Umarim cevap alabilirim. Selamlar...     

Bebekte sıvı azalmasını değerlendirirken uterusun içini genel olarak ele alır ve değerlendirmemizi bölgesel yapmayız. Bebeğin başı pelvise indiğinde doğal bir sonuç olarak o bölgedeki sıvı miktarı azalacaktır.   Rutin antenatal takiplerinizde de bir sorun olmadığına göre bahsettiğiniz olay gebeliğinizde normaldışı bir durum ortaya çıkma riskini artırmaz.


--------------------------------------------------------------------------------

Eşim 23 yaşında, ilk gebeliği ve 23 haftalık, 18. haftada 10.08.2000 tarihinde yapılan TORCH sonuçlarına göre TOXOIGG : Negatif , TOXOIGM : Pozitif (Değerleri belirtilmemiş) çıktı, Bu test sonuçlarını 19.09.2000 tarihinde tekrar muayeneye gittiğimizde öğrendik ve doktorun isteği ile ikinci kez toxo testi yaptırdık, bunun sonuçları TOXOıgM :0.94   TOXOıgG : 44.1   çıktı, bu sonuçların sonunda ultrasona girdik ve doktorumuz bebeğin gelişiminin normal olduğunu, görünürde bir problem olmadığını, organ gelişimininde normal olduğunu söyledi ançak emin olmak için amniyosentez yaptırmamız gerektiğini söyledi.Ertesi gün (20.09.2000) karından sıvı alındı ve Toxoplazma incelemesi için gönderildi. Sonucun bir hafta - on gün içerisinde geleceği söylendi.  Toxo ile ilgili verilerimiz bunlar, bu durumda ne yapmamız gerekir, kordosentez yaptırmamız gerekirmi ve bu testle neleri öğrenebiliriz. Ayrıca doktorumuz acaba ultrasondaki incelemede kordosentezi gerektirecek bir anormallik görmediği için mi istemedi, içimizin rahat etmesi için ne yapmamız gerekir.

Öncelikle bir ay gibi kısa bir süre içerisinde toxoIgM antikorunun negatifleşmesi, ve yine bir ay gibi bir süre önce olmayan IgG antikorlarının bir ay sonra birden ortaya çıkması bana oldukça garip geldi. Bu yüzden yüksek olasılıkla ilk testte yanlışlık var. Bu, en iyi laboratuarda bile olabilen bir durum ancak yine de ileri tetkik yapılmaması için rahatlatıcı bir neden teşkil etmemeli. Bu yüzden de zaten bebekten numune alınmış. Klasik olarak aslında bebekte toksoplazma tanısı bebek kanında IgM antikoru görülmesiyle konur, ancak doktorunuzun aklında mutlaka başka birşey olmalı ki, amniyosentez ile bebeğin sıvısını almayı tercih etmiş.   Amniyosentez sonuçları geldiğinde tekrar e-mail gönderin.   

Bir de biz genelde toxoplasma antikorlarını ilk 13 haftalık dönemde isteriz. Acaba bir şikayeti oldu da mı, 18. haftada istendi?   

Ayrıca biz genellikle annede toxoplasma saptadığımızda koruyucu amaçlı spiramisin adlı antibiyotiği başlarız. Bunu da doktorunuza sorabilirsiniz.   

Sonuç: Eşinizin gebelikte  toksoplazma geçirmiş olma ihtimali bana uzak geliyor. Sanki gebelikten önce geçirmiş gibi, ikinci tetkikte IgG'si (yani bağışıklığı gösteren antikor türü) müspet çıkmış. İlk inceleme hiç yapılmamış olsaydı, böyle düşünecektik.

--------------------------------------------------------------------------------

25 yaş, 28. hafta, ilk dogum
bebegim oldukca haraketli beni oldukca fazla rahatsiz ediyor bu normal bi durum mu?

Fetusun en iyi sağlık göstergelerinden biri hareketli olmasıdır. Bu hareketlerin amacı kas doku kitlesinin (özellikle de solunum kaslarının)  gelişimine katkıda bulunmaktır. Teorik olarak, çok "fazla" oynayan bebek sağlıklıdır, bunun belki de tek istisnası boynuna kordon dolanmış olan bebeğin kendini bu durumdan kurtarmak için belli bir zaman dilimi içerisinde "çırpınır tarzda" uterus içinde hareketlenmesidir. Böyle bir duruma bağlı olarak bebek hareketlerinin aşırı artması çok ender görülen bir durumdur. Çoğu kez, özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adayı bebeğinin "aşırı oynamasından" "yakınır" (çoğu durumda anne adayı buna sevinir de) ve bu bebeklerin hemen tüme yakını enerji seviyeleri yüksek sağlıklı gelişmekte olan fetuslardır. 


--------------------------------------------------------------------------------

31 yasindayim ve 27 haftalik gebeyim, ilk gebeliğim. 2 hafta sonra ve doğum için,doğumdan 3 hafta önce uçak yolculuğu yapmak durumundayim. Bunun bebeğim ve benim için sağlık problemi yaratıp yaratmayacağini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğrenmek istiyorum. İlginize çok tesekkür ederim.

Günümüzde yolcu taşımacılığında kullanılan uçakların hepsinde yolcu kabinlerinin iç basınçları ve ısıları normal yaşama elverişli olacak şekilde ayarlanmıştır, bu yüzden gebelik döneminde uçak yolculuğu normaldışı bir durumun ortaya çıkma riskini artırmaz. Uçak şirketleri anne adayının doktorundan "uçak yolculuğu yapabilir" şeklinde bir rapor aldıklarında sizi taşımakla yükümlü olmakla beraber çoğu uçak şirketi 37. haftadan itibaren gebe yolcu kabul etmez.


--------------------------------------------------------------------------------

33 YAŞINDA ikinci gebeliğimin 27. haftasındayım.
sorunum suyumun normalden iki katı fazla olması
bu durumda ne önerirsiniz.İlk doğumumda böyle bir sorunum olmadı, doğumum sezeryanla 6 yıl önce oldu.
olası tehlike ve riskler nelerdir.?
acil olarak yapılması gerekenler nelerdir?
en son muayenede bebek ağırlığı 875 gr. olarak saptandı.Suyumun fazla olmasının dışında birde idrar tahlilinde protein(+++) bulundu.

Gebeliğin herhangi bir döneminde amnios sıvısının normalden fazla bulunması durumunda öncelikle bebekte anomali taraması yapılmalıdır, çok sayıda anomali kendini sıvının artması şeklinde gösterir. Yani bu durumda size ayrıntılı bir ultrason uygulanmış olmalıdır. Anomali dışında, gözden kaçmış çoğul gebelikler de amnios sıvısında artmış izlenimi uyandırabilirler. Bunun dışında anne adayının bariz olarak diabetli olması durumunda (şeker hastalığı) artan kan şekeri de fetusun irileşmesine ve idrar yapımının artması sonucu amnios sıvısının artmasına neden olabilir.   

Gebelikte idrarda protein çıkmasına neden olan en muhtemel olaylar ise (sıklık sırasına göre) preeklampsi ("gebelik zehirlenmesi"), idrar yolu enfeksiyonları, böbrek hastalıkları, böbrek taşlarıdır. Bu açıdan gerekli incelemeler de muıtlaka yapılmış olmaldır.