*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: GEBELİKTE HİPERTANSİYON-TEDAVİ / HELLP SENDROMU  (Okunma sayısı 927 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
GEBELİKTE HİPERTANSİYON-TEDAVİ / HELLP SENDROMU
« : Aralık 28, 2017, 01:56:08 ÖÖ »
GEBELİKTE HİPERTANSİYON-TEDAVİ / HELLP SENDROMU
 
Preeklampsi nasıl tedavi edilir?

Gebelikte hipertansiyon tanısı konduğunda iki nokta önem kazanır:

Preeklampsinin varlığı ya da yokluğu ve organ sistemleri üzerinde yarattığı olumsuz etkiler

Bebeğin durumu (İUGG ve fetal distres gelişimi)

Gestasyonel hipertansiyonda yaklaşım

Tek başına hipertansiyon varlığından emin olunması için tam idrar tetkiki ve gerekli durumlarda 24 saatlik idrarda protein analizinden faydalanılır. Saf hipertansiyon varlığı kesinse ve anne adayının genel durumu iyiyse, bebek NST gibi fetal iyilik hali testleriyle değerlendirilip iyi durumda olduğuna karar verildikten sonra anne adayı evine gönderilir ve sık aralıklarla (genellikle üç günde bir) kontrole çağırılır.

Bu esnada anne adayının evinde ya da yakınında bulunan sağlık kuruluşunda günlük tansiyon ölçümlerini devam ettirmesi gerekir. Bu ölçümlerden birinde tansiyonun 160/110 mm Hg ve üzerinde olması ya da vücudunda preeklampsi belirtilerinden birini gözlemesi durumunda randevuyu beklemeden doktoruna başvurması öğütlenir.

Her kontrolde preeklampsi gelişimi araştırılır, fetal iyilik hali değerlendirilir ve vajinal tuşede servikal olgunluk değerlendirilir.

Gebelik 36 haftanın üzerindeyse ve serviks olgunlaşmışsa indüksiyon (suni sancı) ile doğum başlatılır.

Testlerde fetal distres varlığı kesinleşirse doğum gerçekleştirilir.

Doğum şekli serviks olgunluğuna ve fetal disresin şiddetine göre indüksiyon ya da sezeryan şeklinde olabilir.

Preeklampsi gelişmesi durumunda yaklaşım yön değiştirir.

Gestasyonel hipertansiyonda preeklampsi gelişmese ve fetal distres olmasa bile miyad geçmesine izin verilmez ve genellikle 41. haftanın sonunda doğum gerçekleştirilir.

Preeklampside yaklaşım

Preeklampsi tanısı kesinleştiği andan itibaren anne adayı hastanede yatırılarak izlenir. İlk yapılması gereken anne adayının genel durumunun değerlendirilmesi ve fetal distres aranmasıdır.

Sistem değerlendirmeleri klinik muayene ve laboratuar incelemeleriyle yapılır. Kan tetkikleriyle böbrek, karaciğer, pıhtılaşma sistemi gözden geçirilir. Beynin etkilenip etkilenmediği nörolojik muayene ile ortaya konur. Ultrasonla bebekte İUGG, oligohidramnios (amnios sıvısının azalması) gibi UPY bulguları aranır. Fetal iyilik testlerinden biri kullanılarak (NST, BFP) fetal distres aranır.

Daha sonra hafif ve ağır preeklampsi ayrımı yapılır:

Tansiyon değerleri 160/110 mm Hg ve üzerinde seyrediyorsa;

bebekte İUGG, oligohidramnios varsa (UPY bulguları);

karaciğer hasarı bulguları varsa, böbrek yetmezliği bulguları varsa (idrar çıkışının azalması, ya da böbrekten kaybedilen albumin miktarının çok fazla olması);

nörolojik muayenede anormallik bulunursa; bilinç değişiklikleri varsa; görme bozukluğu varsa; eklampsi ortaya çıkmışsa;

pıhtılaşma sistemi olumsuz etkilenmiş ve pıhtılaşma bozukluğu bulguları varsa; DIC bulguları varsa; trombosit harabiyeti sayıyı çok düşürmüşse;

solunum ya da dolaşım sistemlerinin etkilendiğine dair bulgular varsa (siyanoz ve akciğer ödemi gibi);

HELLP bulguları varsa ağır preeklampsi söz konusudur. Bu durumda preeklampsinin vücuda etkileri hayatı tehdit eder duruma gelmiştir.

Preeklampsi takip ve tedavisi anne adayı ve bebek için yoğun bakım şartlarının olduğu merkezlerde yapılır.

Preeklampsi gebelikle ortaya çıkan bir hastalık olduğuna göre tedavisi gebeliğin bitmesidir. Tedavi şeması ilk önce preeklampsinin ağırlık derecesinden ikinci planda da bebeğin gebelik haftasından ve fetal distres varlığından etkilenir.

Hafif preeklampsi'de tedavi

Hafif preeklampside bebek 36 haftanın üstündeyse doğum induksiyonla (suni sancı) sonlandırılmaya çalışılır. 36 haftanın altında ise ağır preeklampsi gelişmediği sürece ve bebekte fetal distres bulguları olmadığı sürece beklenir. Amniyosentez ile elde edilen amniyos sıvısında bebeğin akciğerleri olunlaşmış bulunursa doğumu gerçekleştirmek için girişimlere başlanır. Akciğer olgunlaşması belli aralıklarla amniyosentezle araştırılır ve olgun olduğu saptandığında doğum gerçekleştirilir.

Ağır preeklampsi'de tedavi

Yukarıda bahsedilen ağır preeklampsi kriterlerinden birinin varlığı doğumun gebelik haftasına bakılmaksızın biran önce gerçekleştirilmesi gerektiğine işaret eder. Ağır preeklampside anne hayatı ön plana çıkar. Ağır preeklampsi uygun ve hızlı bir şekilde tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilir.

Doğumu gerçekleştirmek için gerekli hazırlıklar ve ilk işlemler esnasında ağır preeklampsili olan hastanın tansiyonunun kontrol altında tutulması için tansiyon düşürücü ilaçlar, eklampsiyi önlemek ya da tekrar gelişmesini önlemek amacıyla magnezyum sülfat tedavisi uygulanır. Magnezyum tedavisi devam ederken doz ayarlaması dikkatli bir şekilde yapılır ve induksiyon girişimlerine başlanır. İnduksiyon esnasında bebek 28 haftanın üzerindeyse mutlaka sürekli CTG yapılır ve fetal distres bulguları gelişmesi durumunda sezeryan ile doğum gerçekleştirilir.

Eklampsi'de tedavi

Eklampsi ağır preeklampsinin kötü seyirli bir şeklidir. Tedavi şeması ağır preeklampsiyle aynıdır. Beyin ödemi, beyin damarlarında tıkanma gibi ağır durumlarda yoğun bakımda takip gerekir.

Kronik hipertansiyon zemininde gelişen preeklampsi'de tedavi

Yaklaşım şeması aynıdır. Ancak bu olgularda ağır preeklampsi ve ağır preeklampsiye bağlı organ bozukluğu,İUGG ve fetal distres gelişme olasılığı daha yüksektir.

Tedaviye son verilmesi

Doğum sonrası magnezyum tedavisi ve tansiyon düşürücü ilaçlar bir süre daha devam ettirilir. Ağır preeklampsi de dahil olmak üzere tüm hipertansiyon olgularında plasenta çıktığı andan itibaren iyileşme süreci başlar.

Doğum sonrası özellikle ilk 24 saatte de eklampsi gelişme ya da tekrarlama riski devam ettiğinden tedavi ve yakın takibin devam ettirilmesi gerekir.

Preeklampsinin Doppler ile erken tanısı

Preeklampsiyi önleyici yaklaşımlar (aspirin tedavisi, magnezyum tedavisi)


HELLP sendromu

(HELLP: Hemolysis; Elevated Liver; Low Platelets)

("Alyuvar parçalanması; karaciğer enzimlerinin yükselmesi; trombosit sayısının düşmesi")

HELLP, preeklampsi gibi yanlızca gebeliğe özgü bir hastalık değildir. ARDS, sepsis ve DIC gibi ağır hastalıkların seyrinde görülebilir.

Gebelerde ortaya çıktığında genellikle ağır preeklampsinin uzantısı olarak gelişen bir durumdur. Nadiren ağır preeklampsi kriterleri olmadan gelişebilir. Hemoliz (alyuvar harabiyeti), karaciğer harabiyeti ve trombosit harabiyetinin ön planda olduğu, genellikle daha erken gebelik haftalarında başlayan oldukça riskli ve ciddi hayati tehlikesi olan bir durumdur.

Preeklampsi'den farklı olarak doğum sayısıyla ilişkili değildir. Preeklampsiden daha erken genellikle 26.-34. gebelik haftalarında ortaya çıkar.

Ağır preeklampsili gebelerin %10'unda, eklampsi gelişen gebelerin %30-50'sinde ortaya çıkar.

HELLP bazı durumlarda ağır preeklampsi bulguları ön planda olmadan da ortaya çıkabileceğinden başka hastalıklarla karışabilir. Karaciğer harabiyeti fazlaysa ve/veya karaciğerde hematom gelişmişse o bölgede ağrı olur. Nadiren bu tek bulgu olabilir. Trombosit sayısının düşmesi ITP ve gestasyonel trombositopeni (gebeliğe bağlı selim trombosit sayısı düşüklüğü) ile karışabilir. Sarılık ortaya çıkması ve karaciğer hasarını gösteren laboratuar bulguları gözlenmesi nedeniyle viral hepatitle karışabilir.

HELLP sendromu saptandığında beklenmeden doğum gerçekleştirilir. Trombosit sayısının fazla düşmediği durumlarda ve ağır preeklampsi bulgularının olmadığı durumlarda, bebek ve anne adayı için yoğun bakım şartlarının bulunduğu bir hastanede anne adayı dikkatle izlenerek bebek olgunlaşana kadar beklenebilir. alıntı