*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Terörün Yenemediği Hayatların Çarpıcı Hikayesi!  (Okunma sayısı 1001 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
Terörün Yenemediği Hayatların Çarpıcı Hikayesi!
« : Ekim 20, 2015, 03:06:42 ÖS »
Terörün Yenemediği Hayatların Çarpıcı Hikayesi!



Terör saldırılarında yakınlarını kaybeden 3 genç kız yılmadı. 2 yıl ayağında 5 kiloluk demirle yaşayan Buse Hazarlı, engelliler için çalışacağını söylüyor. Nuran Evin, memur ama hayali, ablasının kuaför dükkânını yeniden işletmek. Ceylan Belgin’in hayaliyse hukuk fakültesi...

İstanbul Güngören’de 2008’de düzenlenen bombalı saldırıda annesi ve ağabeyi ile yaralı kurtulan Buse Hazarlı, terörle tanıştığında 15 yaşındaydı. Ölümden kıl payı kurtulan Buse, geçen 7 yılda 26 ameliyat geçirdi ve 2 yıl ayağındaki 5 kiloluk demirle yaşadı. Sağ bacağı 10 santim kısa kalan Buse, yüzde 40 engelli oldu.

HEDEFLERİMDEN VAZGEÇMEDİM

Şu an Kadir Has Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi olan Buse, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Patlamadan sonra gözümü açtığımda bacağım kan içindeydi. Defalarca ameliyata girdim. Lise yıllarını yaşayamadım. Bacağımdaki kısalık giderildi ama ağrılarım devam etti. Ameliyatların tutarı 1 milyon TL’yi geçti. Babamın özel sigortası olmasa bitmiştik. Bacağımın şeklinden utanıyordum. Etek giyen arkadaşlarıma imreniyordum. Geceleri uyuyamıyor, ilaç kullanıyordum. Yaşadıklarımı yazarak biraz olsun rahatlıyordum. Beni sevenler hayata tutunmam için üniversiteye gitmemi istedi. Halkla İlişkiler okuyorum. Derse yetişmem gerektiğinde bacağım beni zorluyor koşamıyorum. Sağlık ve ekonomik sorunlara rağmen hedeflerimden hiç vazgeçmedim. O olay, benim korkularımı değiştirdi ve terör en büyük korkum oldu. Toplu taşıma araçlarına binerken tedirgin oluyorum. Yaşadıklarımı ‘Sağ Ayağım’ isimli bir kitapta toplamak istiyorum. Mezun olduktan sonra engelliler ve terör mağdurlarıyla ilgili oluşumlarda yer almak istiyorum.”

‘ABLAMIN DÜKKÂNINI İŞLETMEK İSTİYORUM’

Nuran Evin, Siirt’te 2011 yılında 21 yaşındayken, terör örgütü PKK’nın bir araca yönelik saldırısında 2 ablasını ve arkadaşını kaybetti. Omuriliğine isabet eden şarapnel parçası nedeniyle felç kaldı. O dönem lise 1. sınıftaydı. Uzun süre tedavi gördü. Siirt Üniversitesi’nde memur olarak işe başladı. Nuran’ın en büyük hayali, saldırıda kaybettiği ablasının kuaför dükkânını yeniden işletmek. Ölümden dönüp hayata tutunan Nuran, şöyle konuştu:

 “2 ablam ve bir arkadaşımı gözümün önünde öldürdüler. Okulumu bırakmak zorunda kaldım. Yetkililer tedavi ve ev sözü verdi ama yerine getirilmedi. Yüzde 88 engelli kaldım. 4 yıldır bacaklarımı kullanamıyorum. Ama yine de hayata küsmedim, okuluma kaldığım yerden devam ettim. Açık liseye yazıldım. Siirt Üniversitesi’nde işe başladım. 700 TL’lik gazi maaşımı biriktirip kendi paramla otomobil de aldım. Özel bir aparat taktırdım. Yaşama sevincim, özgüvenim geri geldi. Üniversiteyi de açıktan tamamlayıp işletme okumayı ya da memurlukta yükselmeyi istiyorum. Devlet, anne-babama ölen ablalarım için 99 TL bağladı. Ablalarımın değeri bu mudur? Yıllardır yapamadığım şeylere üzülmüyorum, ben hâlâ o korkuyu taşıyorum bedenimde.”

ÜNİVERSİTEYE HAZIRLANIYOR

Malatya’da yaşayan Ceylan Belgin, 4 yıl önce Bingöl’de canlı bombanın patlamasıyla terörün karanlık yüzüyle tanıştı. Saldırıda, kendisine ve kardeşlerine kalkan olan annesini kaybetti. Yaralı küçük kardeşi de öldü. O dönemde SBS’ye hazırlanan Ceylan okuluna gidemedi. Birkaç ay sonra hiç çalışmadığı halde sınavda büyük başarı sağladı. Şimdi lise son sınıfta ve üniversiteye hazırlanıyor.

Hayatına kaldığı yerden devam ettiğini söyleyen genç kız, “Teröre inat yaşamaya devam etmemiz lazım. Annemi kaybettikten sonra çevreme daha farklı bakıyorum. Burslu okuyan öğrencilere kitap yardımı yapıyorum. Yaşlı Bakım Evleri’ne gidiyorum. Hedefim hukuk okumak. Doğu’dan tamamen kopup İstanbul’a gelmek istiyorum. Amacım kimseye muhtaç olmadan üniversiteyi kazanıp bitirmek” dedi.

20.10.2015 - Habertürk