*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: HORLAMA  (Okunma sayısı 1962 defa)

Çevrimdışı kayseriengelliler

  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 7022
HORLAMA
« : Ağustos 30, 2011, 06:07:31 ÖÖ »
HORLAMA

Normal erişkin insanların en az %45'i zaman zaman horlamaktadır. %25'i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.
A.B.D.'de üçyüzden fazla firma horlamaya karşı cihaz geliştirmiştir. Bazı modeller pijama arkasına tenis topu yapıştırmak gibi eski bir modelin modifikasyonlarıdır. (Sırt üstü yatarken horlama daha çok artar) Çene ve boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar yapılmıştır. Bütün bunlar hastayı horlamadan uyumaya alıştırma olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.
HORLAMANIN NEDENİ NEDİR?
Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçiminde sese horlama denir. Dilin arkası, yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.
1- Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol ya da ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.
2- Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörler de nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedirler.
3- Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.
4- Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollaps olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum, neden bazı insanların sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir.
Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonlarından en sık rastlanılanıdır.
HORLAMA CİDDİ BİR PROBLEM MİDİR ?
Sosyal olarak EVET! Bu aile yaşamını ciddi şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur.
Horlamanın en ağır formu "tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır." "Uyku apnesi" diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 defadan fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuz size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir. Apneli (Nefesin kesilmesi) hastalarda gecede 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır.
Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir.
Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedir. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken ya da iş başında uyuklamalar görülecektir.
HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ ?
Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralanan önerilere uyulmalıdır.
1- Kas tonusu artırmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.
2- Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.
3- Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.
4- Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.
5- Aşırı yorgunluktan sakınmalı.
6. Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmelidir. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metoddur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.
7. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınızı yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınızın bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.
8- Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyınız.
Her pozisyonda horlayan kişiler "ağır horlayan" olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyacı vardır. Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (yüksek sesli horlama, nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir) doktorunuza başvurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.
Tedavi şüphesiz tanıya dayanır. Bu allerji veya enfeksiyonun tedavisi gibi basit ya da bademcik, geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirmesi biçimindedir.
Horlama, nefessiz kalma, hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Cerrahinin çok riskli olduğu veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda, boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyutulabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.
Unutmayın; Horlama, nefes almanın tehlikeli biçimde kesilmesidir. Horlama komik değildir, umutsuz hiç değildir.
Erişkin insanların yaklaşık %20-25'i horlar. Horlama, erkeklerde ve şişman kişilerde daha sık olmakla birlikte, her insanda görülebilir. İlerleyen yaşla birlikte horlamanın şiddeti de artar. Üst solunum yolundaki yumuşak dokular (yumuşak damak, küçük dil ve bademcikler) uyku sırasında gevşer. Bunun sonucunda, hava yolunda kısmi bir daralma meydana gelir ve yukarıda belirtilen dokuların uyku esnasındaki titreşimleri ile horlama denilen rahatsız edici ses ortaya çıkar. Horlama bazılarınca önemsiz ve basit bir durum olarak kabul edilebilir. Ancak, bazen bütün bir ev halkını huzursuz eden bir sorun haline de gelebilir. Horlama uyku düzenini etkiler ve horlayan kişinin uyku esnasında yeterli oksijen almasına engel teşkil edebilir. Bunun sonucunda da, horlayan kişide gündüz saatlerinde uyuklama, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu şikayetleri ortaya çıkabilir. Daha da önemlisi horlama, "obstrüktif uyku apnesi" adı verilen ve uykuda solunumun zaman zaman durması ile kendini gösteren ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Horlayan kişilerin yaklaşık 1/3'ünde bu ciddi sorunun varolduğu bilinmektedir ve bunun teşhisi ancak bir uyku laboratuarında gerekli incelemelerin yapılması ile mümkün olabilmektedir.
Kilo verme, özel şekilli yastıklar, ağız veya buruna yerleştirilen bazı cihazların kullanılması, horlamanın kontrolü konusunda kısmen yararlı olabilir. Ayrıca uyku ilaçları, sakinleştirici ilaçlar ve alkol kullanımından kaçınma gibi yöntemlerle de horlama kısmen kontrol altına alınabilir.
Günümüzde, horlamayı ortadan kaldıracak, başarı oranı %85-90 olan etkili bir yöntem vardır. "Lâzer Uvulo-Palatoplasti" kısaca (LAUP) adı verilen bu cerrahi yöntemle yumuşak damaktaki dokular yeniden şekillendirilmekte ve horlama önlenebilmektedir. Ameliyatta amaç, lazer ışını ile yumuşak damağı oluşturan dokuları dikkatle küçülterek, zamanla dokuların iyileşip gerginleşmesiyle uyku sırasındaki titreşimleri, yani horlamayı ortadan kaldırmaktır. Ameliyatta lazer ışınının kullanılmasının nedeni, lazerin yumuşak dokuları kanamaya neden olmadan kesme özelliğinin olmasındandır. Ameliyat yaklaşık yarım saat sürmekte ve boğazı uyuşturacak şekilde bölgesel anestezi ile yapılmaktadır.
Ameliyatın Sonucunu Ne zaman Alabilirim ?
Pek çok hastada bir kez tedavi ile istenen sonuç alınmaktadır. Ameliyatın etkilerinin görülme zamanı kişiden kişiye değişmektedir. Bazı hastalarda sonuç hemen alınmakta, ameliyatın yapıldığı gün horlama kesilmektedir. Bazı hastalarda ise sonucun tam olarak ortaya çıkması 1 ay gibi bir sürenin geçmesini gerektirmektedir. Nadiren de, bazı hastalarda, en erken dört hafta sonra olmak üzere ameliyatın tekrarlanmasına ihtiyaç duyulabilir. Bazı hastalarda horlama tamamen ortadan kalkmasa bile, şiddeti azalmaktadır.LAUP ameliyatını takip eden birkaç gün ile iki hafta arasında hasta boğazında ağrıdan şikayet edebilir, ancak bu durum ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınmaktadır. Hastaların çoğu birkaç gün içinde normal hayatlarına dönmekte ve çalışmaya başlayabilir hale gelmekte, sadece ağır kaldırma gibi zorlayıcı bedensel faaliyetlerden kaçınmaları istenmektedir.
LAUP İçin Uygun Bir Aday mıyım ?
Öncelikle muayene olmanız gerekir. Doktorunuz, horlamanız ile burun tıkanıklığı ve genel sağlık durumunuzun değerlendirilmesine yönelik bilgilere ihtiyaç duyacaktır. Daha sonra baş ve boyun bölgesine ağırlık verilen muayeneniz yapılacaktır. Bundan sonra muhtemelen, "Obstrüktif Uyku Apnesi" bulunup bulunmadığını araştırmak üzere uyku laboratuarında bir uyku çalışması yaptırmanız istenecektir. Uyku çalışması, uyku laboratuarında bir gece geçirmenizi ve bu sırada beyin dalgaları, kalp atımları, kandaki oksijen miktarı, solunum düzeni gibi verilerin kaydedilmesini gerektirmektedir. Bu uyku çalışmasını takiben, doktorunuz LAUP da dahil olmak üzere olası tedavi seçeneklerini belirleyecektir.
UYKU APNESİ VE HORLAMA:
Alışkanlık haline gelmiş yüksek sesli horlama obstrüktif uyku apnesi denilen potansiyel olarak ölümcül bir hastalığın belirtisidir. Yüksek sesle horlayan insanlar sıklıkla pekçok kötü şakanın kurbanları olsalar da horlama gülünecek bir şey değildir. Yüksek sesle horlama uykuda solunumun bozulduğunun bir işareti olabilir. Horlama hava yolunun tümüyle açık olmadığının göstergesidir ve horlama sesi havanın daralmış pasajdan geçiş zorluğundan kaynaklanır. Yaklaşık olarak erişkinlerin %10 - 30’u horlar ve Büyük bir bölümü için horlamanın önemli tıbbi bir sonucu söz konusu değildir. Düzenli olarak yüksek sesle horlayan her 100 insandan beşi ( tipik olarak aşırı kilolu orta yaşlı erkekler ) ölümcül potansiyele sahip bir hastalığa obtrüktif uyku hastalığına adaydır. ( Apne yunanca ‘ soluk alma isteği ‘ anlamına gelir ) Uyku apneli insanlar uyku sırasında normal soluk alıp veremezler ve bunun sonucunda yeteri kadar oksijen alamazlar ve uykularının kalitesi bozuk olur. Uyku apnesi gündüz aşırı uykululuk haline sebep olabilir ve yüksek kan basıncını , kalp yetmezliğini, kalp krizini ve felci tetikleyebilir. Her gece her pozisyonda yüksek sesle horlamak bir uyku merkezinde incelenmeyi gerektirir.
UYARICI BELİRTİLER
Yetişkinlerde : horlama o kadar gürültülü olabilir ki bir beton tabancasından daha fazla ses çıkarabilir, öteki odalardan ve hatta komşu evlerden duyulabilir. Horlamanın özel paterni kısa sessizliklerle duraksayabilir, daha sonra hastanın iç çekişleri hastanın solunumunu bozar. Bazı insanlar uykuda geçirdikleri zamanın dörtte üçünde soluk almazlar. Gece uykusunun bu derece bozulması gündüz aşırı uykululuk haline yol açar ve kişinin hem iş hayatını hem de özel yaşamını mahveder. Uyku apneli kişiler araba kullanırken ya da her hangi bir iş yaparken yani uygunsuz zamanlarda uykuya dalarlar. Son çalışmalar uyku apneli kişilerin normal kişiler nazaran araba kazası yapmaları olasılığının 2 ila 5 kez daha fazla olduğunu göstermiştir. Uyku apneli kişiler konsantrasyon güçlüğü çekebilir ve aşırı derecede unutkan , sinirli veya deprese olabilir. Bu problemler birden bire ortaya çıkabileceği gibi yıllar içerisinde de çıkabilir. Kişiler bu belirtilerin farkında olmayabilir veya ciddiyetini küçümseyebilir. Genellikle aile üyeleri, işverenler yada çalışma arkadaşları davranış değişiklilerini ilk fark edenler ve kişiyi bir doktora görünmesi için zorlayanlardır. Bazen kişi kendisi uyku problemi için yardım arar. Uyku apneli kişiler sık sık uyandıklarını hava açlığı çektiklerini farkedebilir. Sabah baş ağrılarında ve sekse ilginin kaybolmasından şikayet edebilirler. Erkeklerin ereksiyon problemi olabilir. Çocuklarda: Uyku apnesi kesin ilişkisi bilinmemesine karşın bazı Ani Çocuk Ölüm Sendromu vakalarıyla ilişkilidir. Uyku apnesinin ani çocuk ölüm sendromunda ki muhtemel rolü halen araştırılmaktadır. Uyku apnesi adenoidleri ve büyük bademcikleri olan çocuklarda ve aşırı kilolu çocuklarda olabilir. Uyku apneli çocuklar horlayabilir, cıyaklayabilir, uyku ve soluma problemleri olabilir. Horlamak bir çocuk için normal olmadığı için aileler mutlaka doktora başvurmalıdır. Uyku apneli daha büyük çocuklar ağır kanlı gözükebilir ve okuldaki p,erformansları kötü olduğu için ‘uyuşuk’ veya ‘tembel’ olarak adlandırılabilir.

alıntı
Diyalizle Yaşam Engelliler Derneği Kayseri

Engelsiz Bir Dünya için  Bizde VARIZ Diyalizle Yaşam Engelliler Derneği Kayseri