*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: YEŞİL BİR DÜNYANIZ OLSUN DERİM  (Okunma sayısı 458 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
YEŞİL BİR DÜNYANIZ OLSUN DERİM
« : Ekim 21, 2022, 03:42:06 ÖÖ »
YEŞİL BİR DÜNYANIZ OLSUN DERİM

Geveze kalbim yine yazarak konuşmak istedi.

Benim olduğum yer bir şekilde yeşerir. Henüz altı yaşında bile yokken, boyum hizasında oldukları için kolaylıkla farkına vardığım bahçenin, bağın, yeşillik ortamların büyüklerimce makbul olduğunu anlamıştı yüreğim. Samsun Vezirköprü'ye büyükanne ve büyükbabalarımın kardeşlerine gittiğimizde bunu çok daha fazla hissediyordum. Minicik boyumla hep yukarı bakarak Güneşin vurduğu yaprakların fıstık yeşiline henüz ilkokul öncesi vurulmuştum. Hayatım boyunca hep bu yeşili bir yerlerde aradım. Bulduğumdaysa huzurla doldum. Giyimimde seçimim genellikle kırmızı oldu. Ruhen beni rahatlatan favori renklerim olan turkuaz ve yavruağzı da zamanla evrilerek aslımda yerleşmiş fıstık yeşiline yerini bıraktı.
Evleneceğim zaman nişanlım 80 kilometre uzaklıktaki Yakakent'e çeyizimi kamyonetiyle taşırken, bir seferi de saksılarımı taşımak için yapmıştı. Çeyize bakın. Allah'tan o da çiçekleri seviyordu. Sağolsun hayatımız boyunca ben evde haftalarca yokken onlara hep bakmıştır.
Bodrum'a sadece bavulla taşındığımızda ise bazı saksılarımı Ablam (görümcem) İstanbul bağlantısıyla Bodrum'a getirtmişti. Sonunda Ablam adımı Yeşil Parmak taktı. Ne yaparsın serde bilinçli olarak seçtiğim Ziraatla karışık Gıda Mühendisliği vardı. Annemin kızım toprakla oynama eline birşey batar uyarılarına rağmen, yaz kış her Pazar kıra gitmeler ve aile gezilerimizde, Cennet Bahçesi'sinde yaşasın idolüm doğa tutkunu anneannemle her yere tırmanır, toprağa yaprağa karışırdık. O ki saatler süren göğsünün alınma ameliyatından ayıldığında ve bir ay süren hastane yatışında bana çiçeklerim nasıl ve yeni aldığı vitrinine dantelleri dokuyor musun diye sormuştu. Böylece kime benzediğimi de itiraf etmiş oldum. Bu bir yaşam şekliydi aslında. Bitanem rahmetli annemin çiçekleriyle 15 yaşlarında ilgilenmeye başladım. Hatta kardeşimin minibüsün olsa dikiz aynasına saksı takarsın demişliği vardır.
Ancak arabanın önüne konan cisimlerin ani fren yapıldığında arkaya çok fazla bir hızla fırladığını öğrenince bunu yapmadım. Zaten minibüsüm de olmadı :).
1997'de başlayan Tema Vakfı temsilciliğim sırasında da yemyeşil bir bölgede yeşil adına başarılı çalışmaları yürüttüm.
Gelelim bugüne...
Hayatım boyunca büyük evlerde yaşayamaya alışkın ve Bodrum'da da nadir görülen büyük evlerde yaşayan ben, bahçe ve büyük balkonların keyfini yaşama bahtiyarlığına erişmiştim. Şimdi, 16 yıl sonra oldukça küçük bir apartman dairesine taşınıyoruz. Bu tıpkı MR cihazına girerken hissettiğim klostrofobik panik atak tepkime benzer gibi görünse de, yeni evin Allah'tan 3 odası da aydınlık ve minik balkonları Karaova'ya bakıyor. Bununla hava alacak inşallah ruhum.
Geçen sene babamın ağır hastalık sürecinde ev sahibinin kızma ihtimaline, kardeşimin uyarılarına rağmen korksam da ferahlamak için bahçeye sığındığımda, ekmişimde ekmişim, dikmişim de dikmişim ve onlarla dans etmiş, konuşmuşum. 80 saksıyla taşındığım evin taşlığı bir buçuk yılda seraya döndü. Bir yandan bunları hep yaptığım gibi hediye edecek ve zamanın ruhu ek gelir amaçlı satacaktım. Burası nadir sokağa çıktığım için beni ferahlatan tek yer de oldu. Gecelerce yağmurda, soğukta onları düşündüğümden uykum kaçtı. Velhasıl evin içinde uyuduğum kanepemin ayak ucu, baş ucu, ayrıca size göre olmaması gereken şekilde daracık pencere önü boşluğu gibi birçok yer minnak, geri dönüşümle yaptığım  saksılarda sukulentlerle doldu. Ocak' taki soğuklarda ise, hassas ve daha değerli türde olanları kanepemin karşısındaki ayakkabılık ve şifoniyerimin önüne dizdim. Tekerlekli sandalyemle dolaşmak mesele halini aldı.
Birden evden çıkın denince, astronomik düzeydeki kiralardan korkmanın yanısıra ve kendim için düzayak ev bulma çabasına ek olarak bebeklerimi koyabileceğim, önünde bahçe olacak ev arayışına girdim. Stresim tavan yaptı.
Sağolsunlar birkaçını alan oldu. Sonra torbalara doldurup tanıdık çiçekçime, portakalcıma, bazı dükkanlara, yolda gördüklerime vermeye çalıştım.
Son birkaç gündür de Ankara'daki bir dostumun oğlunun nikahı için evin yoğun toplama işi, reçel pişirme, paketleme, kargolama işi arasında kaçamak nikah sukulentleri hazırladım.
Evet çok fazla çaba gösterdim, babamın vefatı sonrasında da neredeyse kimse yanıma gelmediği için umudumu ektiğim saksılarla muhabbetleştim. Şimdi uykuya hasret kaslarımla gergin halde, kolilerin içinde geceleri bu çiçekler ne olacak diye kalakaldım. Bir buçuk aydır utana sıkıla para da istemiyorum, ne olur alın yavrularımı diye sosyal medya hikayelerime yazdım.
Gelecek hafta sonu inşallah evden çıkıyoruz. Belki de çok sayıda saksıyı bırakacağım. Oysa çiçek sevenler alsın götürsün çok istedim.
Bu da dert mi diyebilirim tabiki. Uygun yerde yine yetiştirirsin de diyebilirim. Hatta 20 kiloluk olanları bile akülü aracımla çöpün yanına bırakmaya da zorlarım kendimi. Yeterki en zor zamanlarıma yoldaş olan bu canlar yaşasın. Ağaç fidanlarıysa ne olur bilmiyorum. Hep Allah'ım ben fidanları umutla büyütüyorum, sen de hayırlısıyla bahçesini ver diyerek dua ettim. Bahçede gülüm, glayörüm, gülhatmim kalacak.
Gün doğmadan neler doğar diyen kalbimle toplanmaya devam ediyorum.
Cemrelerin düştüğü bu günlerde yeşilin huzuruyla ve sağlıcakla kalın canlar.
İyi geceler diliyorum.

Tülin Erol 19.2.2022


kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45