*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: SORU ARŞİVİ JİNEKOLOJİ  (Okunma sayısı 781 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
SORU ARŞİVİ JİNEKOLOJİ
« : Aralık 30, 2017, 05:07:16 ÖS »
SORU ARŞİVİ JİNEKOLOJİ

Soru

Son regl dönemimin üstünden 15 gün geçtikten sonra  eşimle ilişkiye girdim  ve sanırım ikimiz de tam olarak korunamadık. Sonuçta eşim içime boşaldı. Şu an çok huzursuzum. Bu durum  kesinlikle gebelikle mi sonuçlanır? Eğer gebe kalırsam  kanamayı erken başlatmak için bazı ilaçlar olduğunu duydum...Onlardan kullansam büyük bir problem yaratır mı?     

Cevap

Yirmisekiz günde bir adet gören bir bayanda ovulasyon (yumurtlama) genellikle 14. günde olur. Bu tarihten üç gün önce ve üç gün sonraki günler en "tehlikeli" günlerdir. Ancak yine de bu dönemdeki bir ilişkide bir kadının gebe kalma şansı yanlızca %30'dur.

Kanamayı erken başlatmak için kullanılan ilaçlardan kastettiğin ilaçlar gebe olmayan bir kadında geciken adeti başlatmak için kullanılan ilaçlar olmalı. Bunların gebe bir kadında etki etmeleri ancak tesadüfi olarak o dönemde ortaya çıkan bir düşüğe bağlı olabilir.

Bir de gebelik oluştuktan sonra düşük yaptırmak amacıyla kullanılan ilaçlar vardır. Bu ilaçlar henüz deneme aşamasındadır ve ileriki gebeliklerde doğacak bebek için olumsuz bir etki yaratabileceklerine dair bir şüphe olduğundan bazı avrupa ülkeleri dışında hiç bir yerde yasal olarak kullanılmamaktadır.   

Öneri: Adetin 10 gün gecikirse gebelik testi yaptır. Müspet çıkarsa ve bebeği istemezsen kürtaj gündeme gelir. Kürtaj yönünde karar verirsen fazla geciktirme. Test menfi çıkarsa gittiğin doktor geciken adetini başlatmak için sana bazı ilaçlar verecektir.   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

36 yaşındayım ve 3 yıllık evliyim. Eşim de ben de korunmuyoruz ancak hamile kalamadım.Yapılan muayenemde endometriozis tanısı kondu ve laparoskopi yapılmasına karar verildi.Tek tedavi bu dendi.Bu hastalık %100 iyileşir mi? İlac tedavisi de gerekir mi?
Endometriosis konusunda bir ilerleme kaydedildi mi? Bilgiyi paylaştığınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

Cevap

Endometriozis neden oluştuğu tam olarak açıklanamayan bir durumdur. Normalde uterusun iç yüzünü örten endometrium tabakası çeşitli nedenlerle uterus kası içinde yerleştiğinde (bu duruma adenomyozis adı verilir) ya da karın boşluğunda yerleştiğinde çeşitli sonuçlar doğurur.

Bilindiği gibi endometrium tabakası her siklus sonunda adet kanamasıyla birlikte uterustan dışarı kanama ile beraber dökülen ve yenilenen bir dokudur. Bu doku karın boşluğunda yerleşse de bu yenilenme süreci devam eder ve her siklus sonunda doku dışarıya değil karın boşluğuna kanama yapar. Bu kanama vücut tarafından emilirken geride yapışıklıklar bırakır ve yapışıklıklar yanında prostaglandin adı verilen bazı maddelerinin bol miktarda salgılanmasına neden olur.

Sonuçta meydana gelen yapışıklıklar adet döneminde şiddetli ağrılara, ilişki esnasında derinde ağrı duyulmasına neden olur. Yapışıklıklar tüplerin ya da yumurtalıkların etrafında olduğunda tüplerin tıkanmasına ya da oluşan yumurta hücresinin yapışıklıklar arasında hapsolması durumunda oositin (yumurta hücresinin) tüplerin içine geçmesini engelleyerek kısırlık oluşmasına neden olabilir. Bol miktarda salgılanan prostaglandin maddeleri de gebelik oluşmasını engelleyebilir.

Endometriozis hafif ya da ağır olabilir. Hafif demek genel anlamda az miktarda yapışıklıklara neden olması demektir. Endometriozisin derecesiyle kısırlığa yolaçması arasında tam olarak lineer bir ilişki söz konusu olmamakla beraber hafif derecede endometriozis genellikle kısırlığa yolaçmaz, ancak kural değildir.

Endometriozisin tedavisinde yapışıklıkların giderilmesi amacıyla laparoskopi uygulanır. Bu esnada yapışıklıklar giderilerek yumurtalıkların serbestleşmesi ve tüplerin açılması sağlanmaya çalışılır. Ağır endometrioziste bu laparoskopik tedaviye ek olarak ilaçla tedavi de uygulanır. En sık uygulanan ilaçlar GnRH analogları (Decapeptyl, Zoladex gibi) adı verilen ilaçlardır. Bunlar vücuttaki östrojen hormonunu alt seviyelere düşürürler. Burada amaç endometriozisin her adet döneminde karın içine dökülerek kanama yapmasını ve prostaglandin sentezini önlemektir. Genellikle en az dört aylık tedavi uygulanır.

Endometriozisin laparoskopiyle tedavisi gebelikle sonuçlanabilir, bu endometriozisin şiddetine ve tedaviyle giderilen yapışıklıkların derecesine bağlıdır.

Şu anki teknolojiye göre endometriozisin bu şekilde tedavisine rağmen gebe kalamayan hastalara IVF (tüp bebek) yöntemleri genellikle önerilmektedir). Laparoskopiyle daha önceden tedavi uygulanmış olması tüp bebek tedavisine geçilmesi durumunda başarı şansını önemli derecede artırır.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Normal yollarla döllenme gerçekleşmediğinde, ne gibi yöntemlere başvurabiliriz?

Cevap

Normal yollarla döllenme gerçekleşmediğinde (yani kadında gebelik oluşmadığında) ilk sorulması gereken ne kadar zamandan beri denendiğidir. Bir yıl boyunca kadın hiçbir şekilde korunmamasına karşın gebelik oluşmamışsa bu durumda infertilite (kısırlık) söz konusudur ve çifte bazı tetkikler yapılarak neden araştırılmalıdır.   

Araştırma sonucunda tek problem kadında ovulasyon (yumurtlama) olmamasıysa bu durumda ovulasyonu sağlayıcı ilaçlardan faydalanılır.   

Tek problem tüplerin tıkalı olması ise laparoskopik yöntemle tüpler açılmaya çalışılır.   

Problem erkeğin spermlerinin sayıca yetersiz ya da işlevsel olarak yetersiz olması ise bu durumda ilk önce bazı yöntemlerle sperm sayısı ve kalitesi artırılmaya çalışılır (örneğin varikosel durumunda operasyon yapılması).   

Bu yöntemlerle gebelik sağlanamadığında intrauterin inseminasyon adı verilen "suni döllenme" yöntemi denenir. Bu yöntemde erkekten mastürbasyon yoluyla alınan sperm bazı işlemlerden geçirilerek kalitesi artırılır ve plastik bir kanül yardımıyla uterus içine enjekte edilir.   Bu yöntem de başarısız olduğunda IVF (invitro fertilizasyon) adı verilen tüp bebek yöntemlerine geçilir. Burada prensip erkekten mastürbasyon yoluyla ve kadından vajinal aspirasyon yoluyla elde edilen oositin (yumurta hücresi) laboratuvarda biraraya getirilerek döllenmelerinin sağlanmasıdır. Döllenme gerçekleştiğinde döllenen yumurta uterus içine transfer edilir.   

Bazı durumlarda erkekten masturbasyon yoluyla alınan sperm sayısı çok yetersiz olabilir ya da hiç sperm hücresi olmayabilir. Bu durumlarda MESA ve TESA adı verilen iki yöntemden biriyle direkt testislerden biyopsiyle sperm alınır. Alınan spermlerden bir tanesi elektron mikroskopu yardımıyla oosite (yumurta hücresi) açılan delikten içeri bırakılır ve döllenme olması beklenir. Döllenme olursa yine aynı şekilde uterusa nakledilir. Bu yönteme de ICSI adı verilir. ICSI, IVF'in başarısız olduğu durumlarda da kullanılabilen bir yöntemdir.   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Biz 2.5 yıllık evli bir çiftiz. Eşim 30 ben 28 yaşındayım, çocuk sahibi olmak istiyoruz ama hiç korunmadığımız halde şimdiye kadar bu mümkün olmadı. Bizi takip eden doktorumuz zaten ilk 1 sene içinde hiçbir müdehalede bulunmadı.

Bu arada bende varikosel teşhis edildi ve ameliyat oldum. 48 milyon olan sperm sayısı 96 milyona çıktı. Eşimde de sağ yumurtalıkta son dönemde doktorun kist dediği bir folikül oluştu.

Halen doktorumuz takibe devam ediyor ve bu günden itibaren bizi yumurta takibine aldı. Kendisi çok sakin. oysa biz paniğe kapılmaya başladık.

Size birkaç sorum olacak yanıtlarsanız çok sevinirim:


1-Neden doktorlar ilk bir sene içinde hiçbir müdehalede bulunmak istemiyorlar?
2-Eşimin sağ yumurtalıklarında görülen bu folikül kisti çocuk sahibi olmamızda önemlimidir? Bu yumurtalığı kaybetmiş olma ihtimalimiz var mıdır?
3-48 milyon sperm sayısı çocuk sahıbı olmak için çok mu azdır? Benım amelıyat olmam çok mu gerekli idı?
4-Şu durumda beklemeye devam mı etmeliyiz yoksa doktorumuzu değiştirip başka yollar mı aramalıyız?

Vereceğiniz cevap ve öneriler için şimdiden çok teşekkür ediyor saygılar sunuyoruz.

Cevap

Sorularınıza cevap vermeden önce bazı genel bilgiler vermek istiyorum:   

Gebelik oluşabilmesi için kadında ovulasyon (yumurtlama) oluşmalı, yumurta hücresi yumurtalıktan fallop tüpüne geçmeli ve burada sperm ile karşılaşarak bu sperm tarafından döllenmeli ve döllenen yumurta hücresi endometrium tabakasına yerleşerek burada büyümeye devam etmelidir.   

Bu durumda gebeliğin oluşabilmesi için öncelikle kadında ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşmeli, kadının fallop tüpleri yumurta hücresinin geçişine müsaade etmek için açık olmalı, erkekte bu oositi (yumurta hücresini) döllemek için yeterli sayıda ve kalitede sperm hücresi olmalı ve döllenme sonrası yerleşim için uygun bir endometrium tabakası olmalıdır.   

Gebelik fizyolojisinin en ilginç yönlerinden biri yanlızca bir adet yumurta hücresine karşı erkekte milyonlarca sperm hücresi üretilmesidir. Bunun bilimsel açıklaması sperm hücrelerinin oldukça dayanıksız hücreler olması ve vajinaya dökülen milyonlarca hücreden ancak yaklaşık 100.000 tanesinin yumurta hücresine ulaşabilmesi ve bunlardan yanlızca bir tanesinin yumurta hücresinin içine girerek bu hücrede döllenme sürecini başlatabilmesidir.

Felsefi anlamda bunun önemi büyüktür zira genetik bütünlüğün korunabilmesi açısından en güçlü sperm hücresi yumurta hücresine ulaşmalıdır ve bunun için de milyonlarcası arasından tek bir sperm seçilir.   

Bu anlattıklarım karmaşık gözükebilir ancak kadında gebeliğin oluşabilmesi için gereken minimum şartlar çeşitli tetkiklerle değerlendirilebilir:   

Kadında yapılan hormonal ölçümler ve seri ultrasonografiler yumurtlama oluşup oluşmadığını, histerosalpingografi denen "ilaçlı rahim filmi" kadının tüplerinin açık olup olmadığını ve uterus iç tabakasının kabaca döllenmeye elvertişli olup olmadığını belirler.   

Erkekte yapılan spermiogram incelemesi ise spermlerin sayısını ve kalitesini belirler.   

Bu tetkiklerden herhangi birinde bozukluk saptanması durumunda ya ileri incelemeler yapılır (örneğin tüpler tıkalıysa laparoskopi yapılması gibi), ya da direkt tedaviye geçilir (sperm sayısı çok düşükse ya da yumurtlama bozukluğu varsa bazı tedavi yöntemlerinin uygulanması gibi).   

Bir yıl beklenmesinin amacı bu zahmetli ve pahalı tetkikleri yaptırmadan önce çifte şans tanımaktır ve oldukça mantıklı ve bilimsel bir yaklaşımdır.
Ancak sperm sayısı için döllenmeye yetecek alt sınır genellikle 20 milyon olarak kabul edilmektedir.   Bu durumda varikosel başka bir şikayete neden olmuyorsa (ağrı gibi) bu sperm sayısıyla ameliyata gerek olmadığı görüşündeyim. 

Kadınlarda belli dönemlerde folikül kistleri oluşabilir ve bu kistler genellikle bir adet görüldükten sonra ortadan kalkarlar. Sık olarak folikül kistlerinin ortaya çıkması ya da oluşan bir kistin uzun süre kaybolmaması, yumurtlama bozukluğu olduğunun habercisidir ve yumurtlamayı sağlayıcı ya da destekleyici ilaçlarla tedavi gerektirir. Folikül kisti oluşması o yumurtalığın kaybedildiği anlamına gelmez.   

Öneri: Doktorunuza tam olarak neden çocuk sahibi olamadığınızı sorun (sperm sayısı? sperm kalitesi? yumurtlama bozukluğu? tüplerde problem? endometriumda problem? bilinemeyen nedenler?). Bu sorulara muhtemelen net bir yanıt verecektir. Doktorunuza güven duyuyorsanız tedavinizi aynı doktorda devam ettirin. Sorularınıza net yanıtlar almaya çalışın, ancak "kısırlık" tedavisinin karmaşık bir tedavi olduğunu da gözönünde bulundurun.   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Bir bayanın ilk defa ilişkiye girdikten sonra alacağı önlemler ve doğabilecek problemlerde ne yapması gerektiğini öğrenmek istiyorum.


Soru

25 yaşındayım.  3 yıllık evliyim,  çocuğumuz olmadı. 2 yıl önce varikosel ameliyatı oldum, sperm sayısı yeterli seviyeye geldi fakat likefikasyon diye bi durum oluştu, spermlerin erime bozukluğuyla ilgili sanırım. Doktorumuz  inseminasyon  ( aşılama) önerdi, 2  kez yaptık  olmadı. Acaba bu durumda kullanabileceğimiz ilaç var mı? Aşılamadan başka bir metod uygun olur mu? Doktorumuz  ilaç tedavisinin sonuç vermeyeceğini söylüyor, siz ne dersiniz? Cevabınızı sabırsızlıkla  bekliyorum.

Ayrıca  kısırlıkla ilgili  web  sitesi var mı  acaba? Şimdiden çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum..

Cevap

Durumunuzu ayrıntılı olarak belirtmemişsiniz, ancak inseminasyona karar verildiğine göre sperminiz az da olsa belli bir seviyenin üzerinde ve eşinizin de ilaçlarla da olsa yumurtlaması oluyor demektir. Zira bu şartlar yerine gelmediğinde inseminasyon uygulanması anlamsızdır. Eşinize daha önce HSG (ilaçlı tüp filmi) çekildiğini ve bir problem olmadığını varsayarak size önerim doktorunuza daha ileri aşama olarak ne yapılması gerektiğini sormak. Muhtemelen bir ya da iki kez daha inseminasyon deneyecektir.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Merhaba, ben 1967 doğumluyum. Eşimle 1 yıldır evliyiz ve bir bebek istiyoruz. Üç aydır korunmuyoruz. Adetlerim iki ay öncesine kadar düzenli seyrediyordu fakat iki aydır adet bitiminden 10-15 gün sonra tekrar adet belirtileri başlıyor, göğüslerim daha önce olmadığı kadar şişiyor ve acı veriyor, adet bitiminden 24-26 gün sonra adet görüyorum ve epey sancılı geçiyor. Bunun nedeni ve hamile kalıp kalmayacağıma etkisi konusunda beni bilgilendirebilirseniz sevinirim.

Cevap

Tarif ettiğiniz belirtiler premenstruel sendrom yani adet öncesi gerginlik sendromuna uyuyor; Normalde bunun bebek sahibi olmanızı engellemesi beklenen bir durum değildir. Ancak size verdiği rahatsızlığın tedavisi için bazı jinekolojik incelemelerden geçmelisiniz. Bu incelemede adetinizi sancılı görmenize neden olabilecek durumlar da aydınlatabilir.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru   

3 yıllık evliyim ve yaşım 26. Ben 1 yıl boyunca kuralına uygun olarak doğum kontrol hapı kullandım. 1,5 yıldır da eşim korunuyor. Hamile kalmaya karar verince doktoruma göründüm. Rahim ağzında bi yara olduğu için yakılması gerekti. Doktorum bana ayrıca rahmimde hafif bir dönme olduğunu ama gebeliğe engel teşkil etmediğini söyledi. Ancak 4 aydır hamile kalamıyorum ve bu benim endişelenmemi sağlıyor. Sizce bu normal bir durum mu?

Cevap

Rahim ağzında "yara" ya da tıptaki adıyla servikal erozyon, bizim günlük uygulamalarımızda çok sık rastladığımız bir durumdur. Bu durum gebeliğe engel teşkil edebilecek patolojiler arasında en son sıralarda yeralır. "Rahimde dönme" adı verilen durum da, eğer bu dönme endometriozise bağlı yapışıklık nedeniyle oluşmamışsa (muayenede anlaşılabilir), gebe kalamama nedeni olmaz.

"Gebe kalamıyorum, bende ya da eşimde bir problem mi var?" endişesine kapılmanız için erken. Biz kadın hastalıkları ve doğum uzmanları bir çiftin bir yıl boyunca korunmamasına ve eşiyle yeterli ilişkide bulunmasına rağmen (haftada en az iki kez) gebelik oluşmaması durumunda kısırlık tetkiklerini başlatırız. Zira her kadının gebe kalma "hızı" eşit değildir. Bazıları hemen ilk ayda gebe kalırken diğerlerinde bu daha geç dönemde olabilir. Şu an için bu durumu dert etmeden sabırlı olmaya devam edin. Bir yıl dolduğunda gebe kalmamışsanız doktora başvurun.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru 

Ben 20 yaşında bir üniversite talebesiyim. Erkek arkadaşımla cinsel ilişkiye girmek istiyorum. Fakat o kondomun bazı şeyleri hissetmesini engelleyeceğini düşünüyor. Biz de bu yüzden doğum kontrol hapı almak istiyoruz. Bu hapların zararı var mıdır? Fiyatları ne kadardır? Bunları yazarsanız sevinirim. Ben henüz bakireyim. Teşekkür ederim.

Cevap

Doğum kontrol hapları oldukça uygun fiyatla satılan ilaçlardır.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Ben 24 yaşında bir çocuk annesi bir bayanım. Bir çocuğum var fakat toplam 4 kez hamile kaldım. Sizin de anladığınız üzere 3 çocuğumu kaybettim. İlk doğumumu 1996 yılında yaptım. Kızım şu anda 3 yaşında. Normal bir doğum ve normal bir hamilelikti. İkinci doğumumu 1998 yılında yaptım bebeğim 8 aylık doğdu (Doktorum adet tarihimi yanlış bildiğimi bebeğin gelişimini tamamladığını söyleyerek suni sancıyla bana doğum yaptırdı.) Oğlum doğduktan 1 hafta sonra akciğer yetmezliğinden vefat etti. Oğlumun ölümünden 4 ay sonra tekrar hamile kaldım, fakat gebeliğim 5 haftalıkken düşükle sonuçlandı. Bundan 5 ay sonra tekrar hamile kaldım, bu gebeliğimde de bebeğim 2,5 aylıkken karnımda öldü. Kürtaj olmak zorunda kaldım. Su anda kürtaj olmamdan 2 ay geçti. Birkaç doktara sordum kimisi 1, 2 sene ara ver tekrar dene kimisi de her ay dene tuttuğu zaman tutar tutmazsa da tutmaz, senin durumunun bir tedavisi yok dediler. Tekrar bebek sahibi olmak istiyorum. Ne yapmalıyım? Tüp bebek yapsam aynı şekilde mi sonuçlanır? (Guatr hastasıyım ilk hamileliğimde yeni ameliyat olmuştum fakat tekrar oluştu. Fakat hamileliğimde yaptırdığım hormon testleri normal çıktı. Kaç ay sonra hamile kalmalıyım? Beni bilgilendirirseniz çok sevinirim.

Cevap

Şu anda kendi kendinize gebe kalabildiğinize göre tüp bebek kesinlikle gerekli değil.

Düşük sonrası bazı doktorlar belli bir süre ara verilmesi gerektiğini önermektedirler. Bu belki anne adayının psikolojik olarak kendisini toparlaması için gerekli olabilir, ancak 3 aya kadar oluşan düşüklerde genel bir sağlık sorunu olmadığı sürece bir sonraki gebelik için ara vermek gerekli değildir. Sizin durumunuz ise bir özellik arzediyor. Daha önceki iki gebeliğiniz de düşükle sonuçlanmış ve belirttiğiniz kadarıyla son düşüğünüzden sonra kürtaj uygulanmış. Yeniden gebe kalmadan önce arka arkaya iki adet düşük yapmanıza yol açabilecek muhtemel etkenlerin ortaya çıkarılması amacıyla komple bir jinekolojik muayeneden geçmenizi uygun görüyorum.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Merhaba ben Süleyman. Ben daha yeni evliyim ve bir çocuk sahibi olmak istiyorum,eşimle ilşkiye giriyoruz ama bir sorun var... Sorun ise bayanların adet kanamalarından sonraki veya adet kanamları sırasındaki yumurtlama verimi en iyi hangi zamandadır? Anlatmaya çalıştığım konuya bir açıklık getirirseniz sevinirim

Cevap

Adetin birinci gününden diğer adetin birinci gününe kadar geçen süreye siklus adı verilir. Bu siklus genellikle 28 gündür. Bu siklusun tam ortasında ovulasyon (yumurtlama) olur. 28 günde bir adet görmeyen bayanlarda ise ovulasyon günü şöyle hesaplanır: Örneğin 30 günde bir adet gören bir bayanda 30'dan 14 gün çıkarılır, geriye kalan 16 gün, adetin ilk gününden itibaren 16. günde yumurtlama olduğunu gösterir. Bu ovulasyon gününden 5 gün öncesi ve sonrası kadının gebe kalmaya en elverişli günleridir. Ancak teorik olarak kadında adetin her dönemindeki ilişkide gebelik oluşabilir.     Düzenli ilişkide bulunmanıza rağmen eşinizin hemen ilk aylarda gebe kalması mümkün olmayabilir. Bu doğaldır.   Bir problem olup olmadığı konusunda yorumda bulunabilmek için bir çiftin en az oniki ay boyunca düzenli ilişkide bulunmasına rağmen (haftada en az iki kez) kadında gebelik oluşmamış olması gerekir.   Size bu süre boyunca sabırlı olmanızı ve bu süre sonunda gebelik oluşmazsa o zaman doktora başvurmanızı öneririm.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Merhaba, ben bir çocuk annesiyim. Oğlumdan sonra bir sene boyunca hap ile korunduk . Belki rahatsızlık yapar diye bıraktım ve o sıralar istenmeyen bir hamilelik oldu . Kürtaj oldum ve bu kürtajdan sonra iki üç ay kadar yine hap kullandım .  İşimden çıktığım için tekrar çocuk istedik ve hapı üç ay kullanıp bıraktım .

18 aydır hiç korunmadığımız halde hamile kalamıyorum. Doktorlar herşey normal gözüküyor dedi. Yaptırdığım testleri kısaca anlatacağım

Eşimin sperm sayısı 1 cc.de 22.000.000.  Bu sayı yeterli mi. Ovulasyon indüksiyon formumdaki sayılar da normalmiş... Ben bu testleri pek anlıyamıyorum . Tüplerime bakılmadı. Çapa'da infertilite bölümünde yapıldı bunlar. Sizce ne yapmalıyım? Eşimin sayısı normal mi? Eğer sınır 20 milyon ise 22 milyon az değil mi? Aklıma  gelen diğer bir düşünce kürtaj esnasında bir şey olmuş olabilir mi? Adetlerim çok düzenli ve 25 yaşındayım. Oğlum da 4 yaşında.  Ne yapmam gerekli? İkinci çocuğu istiyoruz fakat olmuyor. Oğluma hemen hamile kalmıştım ikinciye de hapı bırakır bırakmaz... Şimdi sebep nedir acaba?

Cevap

Eşinizin üroloji (bevliye) muayenesi olması gerekiyor, zira sperm sayısı az. Varikosel gibi bir durum sözkonusu ise bunun özel olarak tedavisi gerekebilir.   Size gelince kürtaja bağlı olarak bir problem olduğunda bunun en sık belirtileri adetlerin azalması, hiç olmaması ya da düzensizleşmesidir. Bu belirtiler yoksa gebe kalamamanızı kürtaja bağlamak zor. Ancak yine de kürtaja ya da diğer nedenlere bağlı olarak tüplerde tıkanma olup olmadığının anlaşılması için histerosalpingografi (ilaçlı rahim ve tüp filmi) çekilmesi gerekiyor.   Diğer bir ihtimal de doğum kontrol hapı kullanımına bağlı olarak ovulasyon (yumurtlama) olayının geçici olarak devre dışı kalması. Bunun için bazı hormonal tetkikler yapılması gerekiyor. Lütfen doktorunuzla bunları konuşun. 

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Köşenizi okuyarak bilgileniyorum.Öncelikle size teşekkür ediyorum. Diğer konulardaki yazılarınızı beliyorum.Ben merak ettiğim bir konuda yardımınızı rica ediyorum. 28 yaşındayım ve 2 yıllık evliyim. 5 aydır çocuk düşünüyoruz. Henüz hamile kalamadım. Adetlerim düzenli.Çocuk düşünmeden 3 ay kadar önce bir doktora başvurdum. Smear yaptırdım. Ultrason ve herşey normal bulundu. Ben de ateş eğrisi ile yumurta takibi yaptım.Adetimin 12.günü küçük bir ateş yükselmesi oluyor. Telaşlanmak için henüz erken olduğunu biliyorum.Ama bir an önce hamile olmak istiyorum. Biraz de yaşım ilerliyor diye endişe duyuyorum. Benim sormak istediğim ,yumurtlamayı artırıcı ilaçlardan küçük dozda kullanmamın bir yararı olur mu. Eğer olursa bana bir ilaç tavsiye eder misiniz... Ya da hamilelik şansını yükseltmem için neler yapmam gerekir. Bir de son olarak şunu sormal istiyorum. Bunun için ne zaman bir uzmana birebir başvurmalıyım.

Cevap

"Kısırlık" adı verilen olgunun tanımı "bir yıl boyunca düzenli olarak haftada en az iki kez düzenli ve usulüne uygun ilişkide bulunulmasına ve koruyucu yöntem kullanılmamasına rağmen gebe kalamama" olarak yapılabilir. Siz henüz 5 aydır korunmadığınıza göre 7 ay daha bekleyin ve yine gebe kalamazsanız bir kadın-doğum uzmanına başvurun.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

11 yıllık evliyim. Çok gayret etmeme rağmen, eşim şimdiye kadar hiç orgazm olamadı. Dört doktara gittik, hepsi de psikolojiktir dediler. İki çocuğumuz var, tahliller hepsi normal dediler. En son gittiğimiz prof. kadın doğumcu eşimin ilişkiden bir saat önce diyazem kullanmasını önerdi. O da fayda etmedi. Sizin bu konuda bize tavsiye edeceğiniz birsey varmı?

Cevap

Kadınlar arasında anorgazmi (orgazm olamama) oldukça sıktır. Yaklaşık 10 kadından biri hayatının hiçbir döneminde orgazm olamamaktadır.

Orgazm olamama durumunu değerlendirirken ilk önce sizin şunu ayırdetmeniz gerek:   Cinsel ilişki esnasında orgazm olamama yanında eşiniz mastürbasyon (kendi kendine tatmin) ile orgazm olabiliyor mu?   Eğer cevap hayırsa bu durumda eşinizin psikiyatri uzmanına başvurması gerekli.   Eşiniz sizle beraber olurken orgazm olamıyor, ancak mastürbasyonla olabiliyorsa problem cinsel ilişki esnasında eşinizin yaşadığı bazı gerginlikler olabilir.   Eşinize cinsel ilişki esnasında yeterince süre tanımayı deneyin. Kadınların orgazm olma süresi erkeklerden çok daha uzundur.   Eşinize cinsel ilişki esnasında birincil olarak ilişkiye değil, ilişkiden aldığı hazza odaklanmasını ve gevşemesini önerin. Eğer eşiniz ilişkide sizi tatmin etmeye çalışıyor, kendisiyle ilgilenmiyorsa orgazm olamaz. Ya da sürekli olarak orgazm olamama korkusu yaşarsa yine orgazm olamaz.   Eşinizin bu durumun sık rastlanan bir durum olduğunu bilmesini sağlayın. Kadın-Doğum uzmanı muayenesinde bir problem çıkmadığına göre bedensel bir olaydan daha çok ruhsal süreçler üzerinde durmak gerek. Eğer üstteki önlemlere rağmen eşiniz birkaç ay sonunda halen orgazm olamıyorsa beraberce bir psikiyatri uzmanına başvurun.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

ÖNCELİKLE TEBRİK VE TEŞEKKÜRLERİMİ BELİRTMEYİ BORÇ BİLİRİM! 

1.Hamilelik için en uygun/ doğum kontrolü için en gerekli günler, adet başlama tarihinden itibaren mi, adet bitiş tarihinden itibaren mi hesaplanıyor? Kaçıncı günler muhtemel hamilelik/ kontrol için önemli?

2. Kadınların yumurtlama sayısı iki adet arasında kaç kez olmaktadır?

3. Sağlık Bakanlığı'nın gebelik önleyici iğneleri ne derece güvenli ve sağlıklı? Zarar ve faydalarını öğrenmek istiyorum. (Doğum kontrolü ile ilgili sayfanızda bulamadım)

Cevap

28 günde bir düzenli adet gören bir bayanın adet gördüğü ilk günden sonraki 14. gün muhtemel ovulasyon (yumurtlama) günüdür ve bu ayda bir kez olur. Takvim yöntemine göre bu tarihten 5 gün önce ve sonrasında ilişkiye girilmemesi önerilir. Ancak takvim yönteminin etkinliği oldukça düşüktür ve tek başına doğum kontrol yöntemi olarak önerilmez.

Gebelik önleyici iğnelerin güvenliği (yani gebelikten koruyucu özelliği) oldukça yüksektir. En büyük dezavantajları kadınların önemli bir kısmında adet düzensizliği yaratmalarıdır. Bünyeye göre değişmek üzere ilacın etki ettiği süre boyunca hiç adet görememeye kadar varabilen yanetkiler söz konusu olabilir. Bu ilaçların jinekolojik kontrol sonrası ve doğum kontrol hapı, spiral gibi yöntemler uygulanamadığında kullanılması daha uygundur.   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Siteniz için teşekkürler. Temiz site bulmak çok zor, pek çok bilgi edindim. Size bir konuda danışmak istiyorum. Kız arkadaşım bakire fakat tam anlamıyla cinsel iliskiye girmesek te bacaklarına boşaldım, bir miktar erkek sıvısı kadınlık organının üzerine geldi, doğrudan ilişkiye girmedik, doğrudan vajinaya boşalmadım , arkadaşımın üzerinde külotu da vardı, külotu çıkartırken eline bulaşan sıvı organına değmiş, organın üzerini hemen sildik ve suyla yıkadık. Hamile kalması riski nedir? En kesin ve erken tanı koyan gebelık testi kan testi midir? Bize ne önerirsiniz?

Cevap

Belirttiğiniz şekilde gerçekleşen bir cinsel ilişki sonrası gebelik oluşma şansı oldukça düşük olmakla beraber sıfır değildir.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Öncelikle sitenizi çok beğendiğimi belirteyim. Benim bir sorum olacaktı. En son adet kanamamı takiben yumurta akı kıvamında kokusuz, renksiz bir akıntı gelmeye başladı. Bu arada 3.5 yıldır RİA kullanıyorum. Bu durum bir infeksiyon belirtisi olabilir mi? Önerileriniz neler? Şimdiden teşekkürler.

Cevap

Akıntınızın yeni başladığını belirtiyorsunuz. Akıntının enfeksiyona bağlı olduğunun en önemli belirtileri arasında akıntının kıvamlı olması, sarı-yeşil-kahverengi-kanlı olması, köpüklü olması, kötü kokulu olması, idrar yaparken yanma ya da kaşıntı ile birlikte olması ve kasık ağrısı yapması sayılır. Ancak bu belirtilerin hiç birisi olmasa bile sizin akıntınız yeni başlayan bir akıntı olduğundan "fizyolojik (yani normal) akıntı" tanısı konabilmesi için jinekolojik değerlendirme yapılmasını uygun buluyorum.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Bakire bir bayanla birlikte oldum. Bekaretine dokunmadım ama ilişki sırasında üzerine boşaldım. Fakat mümkün olduğu kadar vajinal bölgesinden uzak olmaya çalıştım. Ama o temizlenirken vajinasındada olduğunu belirtti ve şu anda adeti 2 gün geçikmiş durumda. Hamile olma riski nedir ? Eğer hamile ise bakire olması da göz önüne alınarak engellenme olasılığı nedir ? Teşekkürler.

Cevap

Direkt vajina içine boşalma olmayan durumlarda gebelik oluşma olasılığı oldukça düşük olmakla beraber hiçbir zaman sıfır değildir. Adet gecikmesi bir haftayı bulunca idrarda gebelik testi yaptırın.

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Merak ettiğim bir husus; sperm vücuda girdikten ne kadar zaman sonra adet kanaması vb. belirtileri
engeller? Yani adet kanamasından ne kadar zaman önce vücuda sperm girmelidir ki adet kanaması oluşmasın?

Cevap

Spermler kadında ovulasyon (yumurtlama) gününe denk gelen bir zamanda (28 günde bir adet gören bir kadında 14. gün) oosit (yumurta hücresi) ile karşılaşırsa (yani bu günde ilişkide bulunulursa), döllenme ve gebelik oluşma olasılığı en yüksektir. Ancak bu zamandan beş gün önce ve beş gün sonra da olasılık yüksek olmaya devam eder.   Bu zaman dilimi dışında kalan günlerde olasılık oldukça düşmekle beraber teorik olarak kadında siklusun herhangi bir gününde gebelik oluşabilir. Bu günlere kadının regl dönemi (yani kanamalı olduğu günler) dahildir.   Gebelik oluştuğunda ise gebelik ürününden salgılanan hormonlar kadının beklediği adeti görememesiyle sonuçlanır.   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Mikroenjeksiyon nedir? Hangi durumlarda uygulanır?

Cevap

Mikroenjeksiyon ya da diğer adıyla ICSI (Intra Cytoplasmic Sperm Injection) ileri bir oosit (yumurta hücresi) dölleme yöntemidir. Masturbasyon ya da testis biyopsisi yoluyla (TESA ve MESA adı verilen biyopsi yöntemleriyle) elde edilen sperm hücrelerinden yanlızca bir tanesinin oosit içine bırakılmasıdır. Bu amaçla oosite elektron mikroskobu yardımıyla bir delik açılır ve bir tüp yardımıyla sperm hücresi direkt olarak oosit hücresinin içine bırakılır. İçeri giren sperm oositi döllemeyi başardığında ve döllenen hücre çoğalıp belli bir aşamaya geldiğinde oluşan embriyo, uterus (rahim) içine nakledilerek gebelik oluşturulmaya çalışılır.   

Mikroenjeksiyon aşağıdaki durumlarda kullanılır:   

1.Erkeğin sperm sayısının ileri derecede az olduğu, ya da hiç olmadığı durumlarda

2.Klasik IVF (tüpbebek) yöntemiyle döllenme sağlanamadığında   

--------------------------------------------------------------------------------

Soru

Sayın Doktor, 1,5 yıllık evli iken laparoskopi geçirdim. Herşey normal dendi ve herhangi bir tedavi görmeden 3 ay sonra gebelik gerçekleşti. Şu anda 6 yaşında bir oğlum var. 6 yıldır korunmama rağmen çocuk sahibi olamıyorum. Regl dönemim düzenlidir. Fikirlerinizden yararlanmak istiyorum. Teşekkür ederim. Ayrıca web sitenizi çok beğendim. Başarılar dilerim.

Cevap

6 yıldır düzenli olarak adet görmenize, korunmamanıza ve düzenli olarak eşinizle beraber olmanıza rağmen çocuk sahibi olamadığınıza göre bazı tetkiklerin zamanı geldi demektir. Fazla vakit kaybetmeden komple bir jinekolojik muayeneden geçmelisiniz. Eşinize spermiogram yapılması gerekir. Size de yeniden bir laparoskopi yapılması sözkonusu olabilir.