*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: GEBELİKTE ALKOL KULLANIMI  (Okunma sayısı 998 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
GEBELİKTE ALKOL KULLANIMI
« : Aralık 28, 2017, 02:51:08 ÖÖ »
GEBELİKTE ALKOL KULLANIMI
 
Gebelikte kullanılan alkol abortus (düşük), ölüdoğum, bebekte gelişme geriliği, çeşitli baş-yüz gelişim kusurları ve zeka geriliği gibi istenmeyen durumların oluşmasına neden olabilmektedir. Amerika ve diğer bazı gelişmiş ülkelerde zeka geriliğinin belirlenebilen en önemli nedeni anne adayının gebelikte alkol kullanmasıdır. Bu ülkelerde anne adayları arasında alkolizmin yaygınlığı ve bunun yarattığı sonuçlar ekonomik ve sosyal bir sorun oluşturmuş durumdadır. Şu an için ülkemizde anne adayları arasında alkol kullanımı yaygın değildir ve bunun böyle kalması toplumsal sağlık açısından çok önemlidir.

Gebelik döneminde kullanılan alkolün bebekte istenmeyen durumlar oluşturması alınan alkol miktarı ile doğru orantılıdır. Şu anda elimizde gebelikte alınabilecek en düşük alkol miktarı ile ilgili bir veri olmadığından anne adaylarına bu konudaki önerimiz gebeliğin planlandığı andan gebeliğin sonuna kadar alkol kullanmamalarıdır. Halihazırda alkol kullanmakta olan anne adaylarının da hemen şimdi alkolü bırakmaları bebeklerinin alkolden etkilenme riskini mutlaka azaltacaktır.

Efesli Soranus'un anne adaylarına mesajı

Alkol alımı hakkında genel bilgiler

Gebelikte alınan alkolün bebek üzerindeki etkileri

Fetal alkol sendromu

Alkol dozu ile bebekte istenmeyen durumlar arasındaki ilişki

Anne adaylarına öneriler

Linkler

Efesli Soranus'un anne adaylarına mesajı

Milattan sonra birinci yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Efes'li Soranus gebelikte kullanılan alkolün bebek üzerine etkilerini çok güzel bir şekilde tarif etmiştir:

"Cenin rahime düştüğü andan itibaren besine ihtiyacı vardır. Bu besini ona kan ve hava getiren ve onunla birlikte gelen maddeden (plasenta) alır. Ancak sarhoşluk bu maddenin tüm gücünü tüketir ve havayı bulandırır. Oluşan tehlike ceninin kötüleşmesine ve kalitesinin düşmesine neden olur. Ayrıca aşırı sarhoşluk cenini tutunduğu yerden de koparabilir (düşük)."

Alkol alımı hakkında genel bilgiler

Alkol ya da kimyasal adıyla etil alkolün güçlü teratojen (bebekte anomali yaratan) etkilere sahip bir madde olduğu bilinmektedir.

Bir bardak bira (%5 alkol), bir kadeh şarap (%10 alkol) ya da alkollü kokteylde (%10 alkol) yaklaşık 15 gram alkol bulunur.

Alkol alma "alışkanlığı" günlük 60-90 gram (1-1,5 litre bira eşdeğeri) alkolün düzenli olarak alınması şeklinde tarif edilebilir. Günlük 120 gram ve üzeri (2 litre bira ve üzeri) alkolün düzenli olarak alınması ise alkolizm olarak değerlendirilir.

Gebelikte alınan alkolün bebek üzerindeki etkileri

Alkol anne kanından plasenta yoluyla direkt bebeğin kanına geçer ve anne kanındaki miktarla eşitlenir. Gebeliğin erken dönemlerinde direkt olarak embryo üzerine olan etkisiyle düşüğe, organ gelişimi döneminde hücreler üzerindeki etkileriyle çeşitli organlarda gelişim kusurlarına, gebeliğin ikinci trimesterinden itibaren hücre çoğalmasının hızlı olduğu dönemde hücrelerdeki toksik (zehirli) etkisiyle santral sinir sistemi hasarlarına neden olabilmektedir. Gebeliğin her döneminde alkolün etkisine bağlı olarak bebeğin ölme riski artar. Günlük alınan alkol miktarı arttıkça bebekte istenmeyen durumların oluşma riski doğrusal bir ilişki içinde artar. Ancak günlük alınabilecek miktar için güvenli bir altsınır henüz belirlenmiş değildir ve gelecekte de belirlenmesi ihtimal dahilinde gözükmemektedir.

Gebelikte alınan alkol bebekte düşük doğum tartısından başlayan ve zeka geriliği gibi ciddi sekellere kadar uzanabilen bir spektrum üzerinde etkiler gösterebilir. Alkolün bebek üzerinde yarattığı en ileri normaldışı durum Fetal Alkol Sendromu olarak tanımlanır. Dünyada 1000 canlı doğumdan ikisinde fetal alkol sendromu olduğu tahmin edilmektedir.

Fetal alkol sendromu (FAS)

Fetal alkol sendromu, bebeğin doğmadan önceki dönemde sürekli ve yoğun bir şekilde alkole maruz kalması sonucu oluşan belirtiler topluluğudur. Belirtiler ilk kez 1973 yılında tanımlanmış ve alkolik anne adaylarının bebeklerinde görülen bu ortak belirtiler bir sendrom olarak betimlenmeye başlamıştır.

Sendromun en belirgin özellikleri bebekte intrauterin gelişme geriliği (bebek doğmadan önce oluşan gelişme geriliği), bebek büyüdükçe farkedilen gelişme geriliği, zeka geriliği, çeşitli davranış bozuklukları ve normaldışı yüz görünümüdür.

Fetal alkol sendromlu çocukların tipik bir yüz görünümleri vardır: en sık rastlanan baş-yüz kusurları mikrosefali (başın ufak olması), filtrum (üstdudak-burun arası oluk) yokluğu, ince üstdudak, yassı burun kemeri, mikrognati (ufak çene), mikroftalmi (ufak gözler), kısa burun, gözkapaklarının anormal şekilli olmasıdır (resim).
 

Bunu dışında kalp anomalileri, omurilik anomalileri, kol-bacak anomalileri, genital sistem ve böbrek anomalileri, kulak anomalileri, göğüs kafesi şekil bozuklukları da sendromun bir parçası olarak görülebilmektedir.

Doğumda hiçbir bulgu göstermeyen bebeklerde bile büyüdükçe gelişme geriliği barizleşebilmekte ve alkole bağlı diğer etkilerin gözlenmesi bebeğin iki yaşına geldiği döneme kadar gecikebilmektedir.

Fetal alkol sendromlu bireyler yaşıtlarından daha ufak yapılı, IQ seviyeleri daha düşük, çeşitli davranış bozuklukları (aşırı aktivite, dikkat toplayamama gibi) gösteren bireyler olarak yaşamlarını sürdürürler.

Alkol dozu ile bebekte istenmeyen durumlar arasındaki ilişki

Bebekte anomali yaratmak için yeterli en az miktarı belirlemek olanaksız olmasına karşın tüm gebelik boyunca düzenli olarak günlük 90 miligram alkole eşdeğer içki kullanan anne adaylarında fetal alkol sendromu belirtileri görülme riski önemli oranda artar. Bariz alkolik anne adaylarının bebeklerinin yaklaşık %30-40'ında fetal alkol sendromu görülmektedir. Günde 2-3 bardak alkollü içkiyi düzenli olarak kullanan anne adaylarının bebeklerinde bu oran %10'a düşer.

Fetal alkol sendromu tüm gebelik boyunca ve özellikle de gebeliğin ikinci yarısından itibaren yüksek miktarlarda alkol kullanan anne adaylarının bebeklerinde daha sık gözlenmektedir. Hücrelerin hızla çoğaldığı gebeliğin bu ikinci döneminde alkol hücreler üzerindeki toksik (zehirleyici) etkileri nedeniyle başta sinir sistemi olmak üzere diğer organlarda gelişim bozukluklarına neden olmaktadır.

Daha az miktarlarda alkol kullanan anne adaylarında ise sendrom tümüyle ortaya çıkmasa da fetal alkol etkileri (FAE) adı verilen sendromun daha hafif şekli ortaya çıkabilir. Burada fetal alkol sendromunun belirtilerinin bir kısmının olmaması, olanların da daha hafif olması sözkonusudur.

Anne adaylarına öneriler

İnsanlarda alkol kullanımı ve gebelik üzerine olan etkilerle ilgili çalışma yapılamadığından alkolün gebelikte bebek üzerindeki etkileri ancak hayvan deneyleriyle tahmin edilebilir. Hayvanlarda tek doz olarak verilen yüksek miktarda alkolün düşük, gelişme geriliği ve baş ve yüz anomalileri gibi fetal alkol sendromunu andıran etkiler yaptığı gözlenmektedir. Bu çalışmaların insanlara tam olarak uyarılamaz olmasıyla birlikte şu an için "sosyal" içiciliğin (yani arada sırada alkol almanın) bile gebelik döneminde bebek üzerinde etkileri tam olarak bilinemediğinden gebeliğinizi planlandığız andan itibaren ve tüm gebelik boyunca alkol kullanımından kaçınınız.

Gebelik döneminde halihazırda alkol kullanmakta olan anne adaylarının da alkolü hemen bırakmaları gebelik haftasının erkenliğiyle doğru orantılı bir şekilde bebeklerinin alkolden etkilenme riskini azaltacaktır.

Unutmayın bebeğinize karşı sorumlusunuz!!    alıntı