*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: İBB Binası Önünde Yaralanan Erol Bulut Yaşadıklarını Anlattı  (Okunma sayısı 781 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
İBB Binası Önünde Yaralanan Erol Bulut Yaşadıklarını Anlattı




FETÖ tarafından 15 Temmuz'da düzenlenen darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) binası önünde yaralanan Erol Bulut, o gece yaşadıklarını anlattı. Bulut, cuntacı askerlerin PKK'ya atmadıkları bombaları sivil halkın üzerine attıklarını belirterek, “Polislerimize 'kardeşim bizi engellemeyin, biz şehit olmaya geldik' dedik. Artık coşmuştuk. Ne zaman öleceğiz, bugün ölmeliyiz diye düşünüyorduk” dedi.


FETÖ tarafından 15 Temmuz'da düzenlenen darbe girişimi gecesi İstanbul Büyükşehir Belediye binası önünde yaralanan Erol Bulut (50) o gece yaşadıklarını anlattı. Olay başladığında Kağıthane'de olduğunu söyleyen Bulut, yardım amaçlı önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne daha sonra ise Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önüne gittiğini söyledi. İBB binası önünde çatışma arasında kalarak bacağından yaralanan Bulut, geçirdiği ameliyatın ardından sağlığına kavuşmaya başladı. Tedavi gördüğü hastaneden yarın taburcu olmayı bekleyen Bulut, darbe girişimi gecesi yaşananları anlattı.Yüzlerce kahramandan bir tanesi olan Bulut, “Darbe olacağı gün saat akşam 10.00 gibi Kağıthane'deydim. Ben ayrıca AK Parti yönetim kurulu üyesiyim. Bu darbe girişimini duydum. Tabi tüylerim diken diken oldu. Bizim il başkanımız Selim Temurci bey mesaj grubumuzdan 'acilen İl'de buluşalım' yazınca, ben de yakındım hadi gidelim dedim. İle geçtik ve oradan püskürttük. Bunu sağlayan vatandaşların millet olma bilinciydi. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve yakın kurmaylarına, Başbakanımıza, Millet Meclisi Başkanımıza, Adalet Bakanımıza ve diğer vekillerimize hepsine minnettarız. Bize sürü topluluğu olmaktan birey topluluğu, birey topluluğu olmaktan da millet bilincini öğrettiler. Yani şimdiye kadar sağ yanağına bir tane vurmak isteyene birde solu uzatırdık. Artık vurulacak sol yanak olmadığını biz bu darbe girişiminde dünyaya gösterdik” diye konuştu.


 “Biz şehit olmaya geldik”


Olay anını anlatan Bulut sözlerine şöyle devam etti: “Dediler ki, teröristler Aksaray'da Emniyet Müdürlüğü'nü basmış. Oraya gittik vatandaş oradan da tankları püskürtmüş. Saraçhane'ye çıktığımızda çok zayiat vermiştik. 11-12 kişi şehidimiz vardı. Saat 02.30'da bizi ön tarafa geçirmediler. Biz de polislerimize 'kardeşim bizi engellemeyin, biz şehit olmaya geldik' dedik. Artık coşmuştuk. 'Ne zaman öleceğiz, bugün ölmeliyiz' diye düşünüyorduk. Sonra ön tarafa geçtik ki o bir avuç alanı hem yukarıdan ateşliyorlar, hem karşıdan karartıyorlar, hem de yukarıya karşı taraftan bombalar atılıyor.


Yani şimdiye kadar PKK'ya atmadığı bombaları bu katiller sivil insanların üzerine atıyorlar. Ben biraz da şok oldum. İlk defa silahlı bir çatışmaya giriyorum. Silahım da yanımda yok ama imanım var. Yerde yaralı vardı. Ben dedim ki polise 'kardeşim sen beni koru ben yaralıyı alıp geleyim.' O ara ben ona doğru yönelince o katil komutan önce polise sıktı, sonra polis de ona sıktı. Sonra ben polis korumasının menzilinden çıkınca iki tane de bana sıktı. Bir tanesi sağdan kemiğe girmişti. Bir tanesi de arkadan vurunca polis dedi ki, 'ağabey hedeftesin sakın kalkma, geriye doğru yat' dedi. Yani havuza doğru yat dedi. Havuza indim ama o havuza inerken sanki bir cennetin kapısı açılıyordu. Şimdi ona üzülüyorum. Yani ne çoluk ne çocuk, mal - mülk hiçbir şey kalmıyor. Hani geçmişteki dedelerimiz uçmak diyor ya, sanki uçmaya giderken yolun yarısından döndük.”


“O şehitleri çok kıskanıyorum”


Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:“Doğrusu o şehitleri çok kıskanıyorum. Dolayısıyla Allah inşallah bizlere de şehitlik nasip eder. Sonra beni çekip aldılar suyun içinden. Saat 03.00 sıralarıydı. Aksaray'daki Haseki Hastanesi'ne götürdüler. Çok kan kaybetmiştim, halim yoktu. Şu üzüntüm bana değil aslında. Oradaki insanları görünce kolu-bacağı gitmiş, tankların altında kalmışlar veya ağır makinelilerle parçalananlar, kendi derdimi unuttum. O ara bir beş- on dakika onlara yardım edeyim dedim, beynim öyle diyor ama hiç halim yok. Sonra bana iğne yaptılar. Sonrasını hatırlamıyorum. Beni ameliyata almışlar. Ama hatırladığım bir şey var. Bu millet artık Çanakkale ruhuyla millet olmayı öğrendi. Bugün dünden yani 14'ünden 15'inden daha güçlüyüz. Allah inananlarla beraber. Biz inandık.”

06.08.2016 -  Türkiye