Engelliler Rapor Endişesi Yaşıyor

[melleseferi]

Engelliler Rapor Endişesi Yaşıyor



Kayseri'de geçirdiği trafik kazası sonrasında 2011 yılında kalça kemiğine protez takılan Abdulkadir Dursun yüzde 40 engelli raporu aldı.

Kayseri’de geçirdiği trafik kazası sonrasında 2011 yılında kalça kemiğine protez takılan Abdulkadir Dursun (31) yüzde 40 engelli raporu aldı. Ancak TBMM'nin çıkardığı bir torba yasa içinde yer alan engelli raporları ile ilgili bölüm, bu durumdaki bir çok insan gibi Abdulkadir Dursun'u da etkiledi. Belirlenen yeni kriterlere göre, yüzde 40 olan engelinin yüzde 18 olarak değişeceği bilgisini alan Dursun, büyük şok yaşadı. Dursun, yeni rapor alamazsa sahip olduğu birçok sosyal hakkın iptal edileceğini söyledi.

Abdulkadir Dursun, 2005 yılında geçirdiği trafik kazasıyla ağır yaralandı. Iş makinesinin altında kalan Dursun, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördü. Şimdi bir tekstil fabrikasında engelli kadrosunda çalışan Dursun, kaza sonrasında uzun bir tedavi süreci geçirdiğini ve kalça hareketlerinin kısıtlanmasından dolayı (travmatik kalça eklemi ankilozu yani kireçlenmesi) engelli duruma düştüğünü anlattı. Ilerleyen yıllarda ciddi sorunlar yaşaması üzerine 2011 yılında aşırı kireçlenmeden dolayı büyüyen sol kalçanın kesilerek yerine protez takıldığını aktaran Dursun, hastane heyetinin yüzde 40 engelli raporu verdiğini bildirdi.

Engelli için tanınan haklardan yararlandığını anlatan Dursun, “Bir tekstil fabrikasında engelli kadrosunda işe başladım. Son torba yasasında bizi ilgilendiren engelli raporlarıyla ilgili düzenleme var. Bizim raporlarımızda 'özürlü' yazan kısım, torba yasadaki düzenlemede 'engelli' ibaresi konulması gerekiyor. Bu nedenle yeniden heyete girerek rapor almamız ve bu ibarenin değişmesi şart. Ben de Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittim, yeniden düzenleme yaptırmak için. Ancak burada doktorlarla yaptığımız görüşmede, mevcut raporumdaki engelli oranının yüzde 40 değil yüzde 18 olarak verileceğini öğrendim. Buna bir anlam veremedim. Çünkü kalçasında protez olan birisinin ağır işlerde çalışması söz konusu bile değil. Kaldı ki sağlık hizmetlerinde 55 yaş altındaki insanlara protez takılmıyormuş bile. Bizim sağlık sorunumuzun büyüklüğü ve giderilmesi adına protez takıldı. Bunu bilen doktorlar haklılığımızı söylese de yeni belirlenen kriterlerde bu oranın verilmeyeceğini, mevcut raporla idare etmemizi istedi. Yani ileriki günlerde bütün kurum kuruluşlar, çalıştığım iş yeri yeni düzenlemeden dolayı yeni rapor isteyecek. Kısa zaman sonrasında işsiz bile kalabilirim. Bizleri neden mağdur ediyorlar?” dedi.

19 yıl önce ceviz ağacından düşerek engelli kalan Sedat Demirtaş (35) da engelli raporu iptal edilenlerden. Demirtaş, Abdulkadir Dursun’un yaşadığı benzeri sıkıntılar sebebiyle düzenleme adı altında her yıl engelli insanların mağdur edildiğini belirtti. Geçen yıl da mağdur olan ve yüzde 40 engelli raporunun iptal edildiğini dile getiren Demirtaş, şu bilgileri verdi: “1995 yılında ceviz ağacından düştüm. Uzun süre tedavi gördüm. 1998 yılında kırık olan kalça kemiğimden ameliyat oldum. 2003 yılında başlayan kemik erimesinden dolayı bir yıl sonra protez takıldı. Yüzde 40 özürlü raporu aldım. Özürlülere tanınan haklardan faydalandım. Ancak 2012 yılında tekrar almak istendi. Müracaat ettim ve yüzde 25 olarak rapor verildi. İtirazlarım da sonucu değiştirmedi. Kalçamdaki bu problem nedeniyle ağır işlerde çalışamıyorum. Bu nedenle borçla bir araç aldım ve servis hizmeti veriyorum. Ama bunu alırken kredi çektim ve borçlandım. Şu an bunu da ödemekte zorlanıyorum. Özürlü olmam benim her işte çalışmamı engelliyor?” ifadesini kullandı.

Abdulkadir Dursun ve Sedat Demirtaş, doktorlarla görüştüklerinde, daha önce verilen hakların neden geri alındığı yönünde soru sorduklarını hatırlatıyor. Demirtaş, aldıkları cevabın da kendilerini şaşırttığını dile getirerek, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) ülkedeki özürlü sayısını az gösterme adına bir çalışma olduğu yönünde cevaplar aldıklarını belirtti.

01.04.2014 - Cihan

Anahtar Kelimeler : Tez, liderlik konusunun incelenmesinde ve araştırma yapan kişilerin uyguladığı yöntem itibari ile lisans üstü öğrenimde başvurulabilecek bir kaynak niteliğini de taşımaktadır