*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: GEBELİK VE HEPATİT B ENFEKSİYONU  (Okunma sayısı 739 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
GEBELİK VE HEPATİT B ENFEKSİYONU
« : Ocak 01, 2018, 06:17:23 ÖS »
GEBELİK VE HEPATİT B ENFEKSİYONU
 
Hepatit B, basit bir tarama testiyle vücutta varlığı saptanabilen ve doğum esnasında sizden bulaştığında bebeğinizde ciddi karaciğer problemleri yaratabilen yaygın bir hastalıktır. Hiçbir şikayetiniz olmasa bile doğuma yakın bir dönemde yaptıracağınız bir test ile taşıyıcılık durumunuzu öğrenmeniz ve bebeğinizi bu hastalıktan korumanız mümkündür.

Hepatit B enfeksiyonu nedir?

Hepatit B enfeksiyonu, Hepatit B virüsünün (HBV) karaciğer dokusunda enfeksiyona yolaçmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Virüs vücuda ilk kez girdiğinde şiddetli belirtiler ve sarılık yapabileceği gibi hiç bir belirti de vermeyebilir. Enfeksiyon sonrası seyir tam şifa ve ömürboyu süren bağışıklık olabileceği gibi kronikleşme ve kalıcı karaciğer hastalığına dönüşüm de söz konusu olabilir.

Hepatit B geçiren erişkinlerin %5-10'unda, çocukların ise %70'inde hastalık kronikleşir. Kronikleşen hepatit B enfeksiyonu karaciğer yetmezliği, siroz, karaciğer kanseri riskini önemli oranda artırır. Ek olarak kronik hepatit B enfeksiyonu olanlar virüsü taşımaya devam ettikleri için hastalığı başta yakın temas halinde olduğu kişiler olmak üzere diğerlerine bulaştırmak için önemli bir kaynak teşkil ederler.

İlk enfeksiyon sonrası taşıyıcı durumuna geçmeyen şanslı bireylerde vücutta gelişen antikorlar hastalığa karşı ömürboyu bağışıklık sağlarlar ve bu bağışıklığı olanlarda kronik enfeksiyona bağlı riskler gerçekleşmez. Dünya Sağlık Örgütü hepatit B virüsünü insanda sigaradan sonra kanser yapan en önemli dış etken olarak değerlendirmektedir.

Belirtileri nedir?

Virüs vücuda girdikten sonra 60-120 gün süren bir kuluçka dönemi sonrası belirti vermeye başlar. Hastaların yarısında hafif kırgınlık gibi hastalığa özgü olmayan belirtiler gözlenirken, diğer yarısında kas ve eklem ağrıları, başağrısı, bulantı kusma, yorgunluk, karaciğer bölgesinde ağrı gibi belirtilerle birlikte gözaklarında sararma, ciltte sararma, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma ortaya çıkabilir.

Kimlerde olur? (Risk grupları)

Hepatit B enfeksiyonu damar yoluyla uyuşturucu kullananlarda, homoseksüel ilişkisi olanlarda, doktor, hemşire gibi sağlık personelinde, kanama bozukluğu nedeniyle sık sık kan ya da kan ürünü alanlarda, hemodiyaliz hastalarında diğer insanlardan daha sık görülür. Hastalığı taşıyan kişilerin yakınları da büyük risk altındadır.

Cinsel ilişki virüsün bulaşması için en uygun yollardan biridir ve bu haliyle hepatit B cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında da en ön sıralarda yeralır.

Nasıl bulaşır?

Hepatit B virüsünü taşıyan kişilerin kanlarında, tükrük salgılarında, spermaları (meni) içinde , vajinal salgılarında virüs yoğun olarak bulunur. Virüsün çok az bir miktarının bile bağışıklığı olmayan birinin kan dolaşımına geçmesi enfeksiyonu başlatmaya yeterlidir. Virüs ciltte, ağızda, genital bölgelerde gözle bile görülmeyen ufak çatlaklar bularak kişinin kan dolaşımına geçebilmektedir. Aynı kaptan yemek yiyen kişiler arasında ve iyi temizlenmemiş çatal-bıçak gibi malzemenin kullanılmasıyla da bulaşabilir.

Gebelikte ya da lohusalıkta ne gibi riskler sözkonusudur?

Gebelik döneminde geçirilen hepatit B enfeksiyonlarında tedavi farklı değildir ve istirahat ve destekleyici önlemler alınır. Hepatit B'ye tam olarak etkili bir ilaç henüz bulunmamıştır.

Yaklaşık %90 hasta bu enfeksiyonu daha ileri bir komplikasyon geçirmeden atlatarak bağışıklık kazanır. Nadir durumlarda enfeksiyona bağlı aşırı karaciğer harabiyeti hastanın ölümüyle sonuçlanabilmektedir.

Gebelikte geçirilen enfeksiyonun doğmamış bebek üzerine bir olumsuz etkisi beklenmez. Bebeğe anneden enfeksiyonun plasenta yoluyla bulaşması çok ender görülen bir durumdur. Annedeki virüs bebeğe daha çok doğum esnasında annenin vücut salgılarıyla direkt temastan ya da emzirme esnasında sütten geçer. Bebeklerdeki enfeksiyon belirtisiz seyredebileceği gibi ölüme de yol açabilir. Dahası enfeksiyonu geçiren yenidoğanlarda hastalık %80 oranında kronikleşmektedir!

Gebelikte nasıl bir yol izlenmelidir?

Hepatit B virüsü insan vücudunda hiçbir belirti vermeden yaşayabilir. Taşıyıcılık adı verilen bu durumda kanda HBsAg (Hepatit B surface antigen (yüzey antijeni) adlı virüse ait madde pozitif bulunur. Bu antijenin varlığı bulaştırıcılığın göstergesidir ve doğum esnasında virüsün bebeğinize bulaşabileceğini gösterir. Sezeryan ile doğum bu riski azaltmaz.

Hiçbir şikayetiniz olmasa bile gebelik döneminde tercihan doğuma yakın bir dönemde kanınızda HBsAg bakılmalıdır. Bu antijenin pozitif çıkması durumunda bebeğin rutin aşı takviminde bulunan ve ilk haftada uygulanması önerilen Hepatit B aşısına ek olarak ilk 48 saatte (7 güne kadar olabilir) bebeğinize Hepatit B immun serumu verilir. Bu serum, içinde hepatit B virüsüne karşı geliştirilmiş antikorlar içerir ve bebeğinize bulaşan hepatit B virüslerini yokeder.

Hepatit B aşısı kimlere yapılmalıdır?

Hepatit B uygun aşılamayla önlenebilen bir hastalıktır. Bu yüzden ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada bu virüse karşı yoğun bir aşı kampanyası başlatılmıştır. Artık çocukların aşı takvimlerinde hepatit B aşısı rutin olarak yeralmaktadır. Amaç, bir zamanların salgın hastalığı olan ve şu anda dünyadan silinmiş çiçek hastalığı gibi hepatit B hastalığını da sonsuza kadar silmektir. Sizin kolunuzdaki çiçek aşısı izini bebeğiniz taşımayacak. Belki onun çocuğu da hepatit B aşısı olmak zorunda kalmayacak.

Aşının içinde bulunan madde aslında virüsün bir parçasının rekombinan teknikle yani laboratuarda suni olarak üretilmiş şeklidir. Bu madde vücuda girdiğinde çoğalmaz ve enfeksiyon yapmaz, ancak yabancı bir madde olarak algılandığından özgün antikorlar üretilir. Bu antikorlar vücuda virüs girdiğinde virüsü hemen tanıyarak yokederler.

Aşı HBsAg ölçümü yapılan ve bu sonucu negatif olanlara uygulanır. İlk dozdan bir ay ve altı ay sonra olmak üzere toplam üç doz uygulanır. Aşı bittikten belli bir süre sonra kanda virüse karşı antikor gelişiminin seviyesi ölçülmeli ve gerekirse bir doz daha uygulanmalıdır. Aşının beş yıl aralıklarla tekrarlanması önerilir.

Başta risk altında olanlar olmak üzere tüm bireyler Hepatit B'ye karşı aşılanmalıdır. Gebelikten önce başlamış aşı tedavisinin gebelikteki dozu mutlaka yapılmalıdır. Yüksek risk altında olan gebelerin de aşılanması gereklidir. Ailedeki fertlerden birinde taşıyıcılık olması durumunda tüm aile bireyleri aşılanmalıdır.

Hepatit B virüsü taşıyan biriyle temas edilmesi durumunda (cinsel ilişki, kan alınması esnasında iğne batması, ameliyat ekibinin eline iğne batması, aynı ortamda yakın ilişki içinde bulunmak gibi) aşısız olan kişiye temastan sonraki ilk 48 saat içinde koruyucu Hepatit B immun serumu uygulanır ve aşı başlanır.

Emzirme dönemi

Emzirme döneminde ya da hemen öncesinde aktif enfeksiyon geçirenlerin emzirmemeleri gerekir. Virüs anne sütüne kolaylıkla geçebilir. Buradan da emme esnasında bebeğinizin ağız içindeki ufak çatlaklardan bebeğinize bulaşarak enfeksiyon yapabilir.