*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: SEZERYAN NORMALDOĞUM İKİLEMİ  (Okunma sayısı 1014 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
SEZERYAN NORMALDOĞUM İKİLEMİ
« : Aralık 28, 2017, 02:29:01 ÖÖ »
SEZERYAN/NORMALDOĞUM İKİLEMİ
 
Sn. Anne ve Baba adayları;

Tüm anne adayları, gebeliklerinin herhangi bir döneminde ve özellikle de doğum yaklaştıkça bu ikilemi yaşar. Bu doğaldır, zira bir yandan televizyon ve diğer yayın organları, bir yandan yakın çevreniz ve öte yandan doktorunuzdan aldığınız bilgiler birbiriyle çelişiyor. Sizin de kafanız karışıyor.

Bu yazıda bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı olarak kendi görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Konuyu karmaşıklıktan kurtarmak için, birkaç açıdan ele almakta fayda görüyorum:

İlk olarak düşünmemiz gereken, dünyanın ve şu anda bildiğimiz kadarıyla evrenin en gelişmiş canlıları olarak biz insanlar neden vajinal doğumla dünyaya geliyoruz? Eğer sezeryan ile doğum daha sağlıklıysa neden doğa bu yolu tercih etmiyor? Buna cevap vermek zor. Evrim süreci devam ediyor, bundan "milyon" yıl sonra insanların doğal dünyaya gelme şekillerinin ne olacağını bilemeyiz. Ben bu açıdan evrimimizi tamamladığımızı düşünüyorum.

Konunun diğer ve en önemli boyutu tıbbi boyut: Kadın açısından hangisi daha sağlıklı, daha ağrısız, daha az iz bırakıyor? Bebek için hangi doğum şekli daha sağlıklı?

Bu sorulara net olarak yanıt vermek zor. Ancak normal doğum yapma şansı olan kadın açısından vajinal doğumun daha sağlıklı olduğu kesin. Çünkü anestezi ve cerrahiye bağlı muhtemel komplikasyonlar ortadan kalkıyor. Öte yandan biz doktorların yanlış bir karar vermesi, yani normal doğum yapamayacak bir anne adayını normal doğuma zorlaması anne hayatını ciddi tehlikelerle karşı karşıya bırakabilir. Bu durumların sayısı oldukça az olmakla beraber, her zaman tarafımızca gözönünde bulundurulurlar.

Hangisi daha ağrısız sorusuna yanıt vermek ise yine zor. Bazı anne adayları normal doğum sancılarının "dayanılabilir" nitelikte olduğunu söylerken, diğerleri bunun "tarif edilemeyecek kadar ağrılı" olduğunu söylüyor. Epidural gibi ağrısız doğum yöntemlerinin başarısını gözardı etmemek gerek. Türkiye'de de artık birçok merkezde bu yöntemler başarıyla uygulanıyor ve %90 anne adayı bu yöntemle oldukça ağrısız ve konforlu doğum yapıyor. Peki sezeryan ağrısız mı? Evet, operasyonun kendisi ağrısız, ancak ameliyat sonrasında anne adayları çeşitli nedenlerle (ameliyat yerinde sancı, gaz sancısı, uzun vadede dikiş yerlerinde sancı) zorluklar yaşayabiliyor.

Hangisi daha az iz bırakıyor sorusuna da farklı açılardan yaklaşılabilir. Vajinal doğum yapanlarda "sarkma" adını verdiğiniz estetik bozukluklar olabiliyor. Bu estetik bozuklukların patolojik boyutlara ulaşması oldukça nadir görülmekle beraber bunların daha sonradan tamiri de mümkün olabiliyor. Anne olmaya hazırlanan birinin vajina girişinde ve vajinada kalıcı bazı değişiklikler olacağını kabul etmesi gerekiyor.

Bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum: sezeryan sonrası tekrar "toparlanma" geciktiğinden sezeryanla doğuran anne adaylarının gebelikte aldıkları kiloları vermesi gecikiyor. Normal doğum yapan lohusa en kısa zamanda normal hayatına dönerken, sezeryanla doğum yapan lohusa belli bir süre "bağımlı" hayatını sürdürüyor.

Bebek açısından bakıldığında ise tıp çevresi eşit olmayan iki parçaya ayrılıyor: Daha büyük olan kesim vajinal doğumun bebek için daha sağlıklı olduğunu savunuyor, daha ufak bir kesim ise sezeryanla "randevulu doğumun" bebek için daha sağlıklı olduğunu düşünüyor.

Bebeğin dünyaya gelme zamanının en önemli belirleyicisi doğum ağrılarıdır. Bebek, vücudunun olgunlaşmasıyla beraber anne adayına çeşitli "sinyaller" yollar ve böylece kasılmalar başlar. Belli bir hafta dolduğunda bebeğin olgunlaştığı doğru, ancak her zaman bu hesap tutmuyor. Özellikle son adet tarihinin doğruluğu gebeliğin ilk aylarında yapılan ultrasonografiyle onaylanmamış olan anneler bu verdikleri tarihe göre "randevuyla" doğurduklarında bazen bebeğin aslında henüz dış ortamda yaşamak için yeterli olgunluğa kavuşmadığı ortaya çıkabiliyor.

Ben normal doğma şansı olan bebeğin sezeryanla doğumunun daha sağlıklı olduğuna inanmıyorum. Burada sezeryanla doğan bebeklerin karşı karşıya kaldığı riskleri ayrıntısıyla belirtmek istemiyorum, ancak en önemlisi bebeğin kemik kanaldan geçip vajinal doğarken göğüs kafesinin etrafında oluşan baskıyla akciğerlerindeki sıvının çok büyük kımının boşalması ve böylece ilk nefesini daha rahat alması, aksine sezeryanla doğumda bu akciğerlerde doğal olarak varolan sıvının atılamaması ve ilk solukta bu sıvının akciğerlerde kalması nedeniyle çeşitli problemler oluşması ihtimalidir. Bunlara günlük hayatımızda çok rastlamıyoruz, ancak rastladığımızda problem ciddi olabiliyor.

Diğer bir sorun da bebeğin anestezi gazlarına maruz kalması. Gerçi biz bebeği bundan korumak için çeşitli önlemler alıyoruz, ancak bebeğin sezeryanda uterustan çıkması herhangi bir nedenle gecikirse, hem bu gazlara maruz kalması nedeniyle, hem de ve daha da önemlisi uterusa ilk kesiyi yaptığımız andan itibaren bebeğe giden oksijenin önemli oranda azalması nedeniyle problem yaratabiliyor.

Yine diğer bir yön işin psikolojik yönü: herhangi bir şekilde ters giden birşeyler olduğunda kendinizi suçlamaktan ve "ben sana demiştim" sözleriyle karşılaşmaktan korkuyorsunuz. Anneler Kulübü'müzde yurtdışında yaşayan anne adaylarının yazdıklarına bakılacak olursa gelişmiş ülkelerde anneler "ya sezeryan olursam" korkusu yaşıyorlar. Bizde de "normal doğurursam ne olur?" korkusu çoğunlukta. Ben burada olumsuz şartlanmaların devrede olduğunu düşünüyorum.

İşin ekonomik yönü de var: normal doğum yapabilecek anne adaylarının doğumunu sezeryanla gerçekleştirmek ülkemizin ve bireylerin sağlık bütçesini nasıl etkiler? Gelişmiş ülkelere baktığımızda buralarda sigorta şirketleri sezeryanla doğum yaptırtan doktorların peşini bırakmıyor ve nedenini sorguluyor. Geçerli bir neden sözkonusu olmadığında ödemeyi yapmayabiliyor ya da kısmen yapıyor. Bunun iyi bir özellik olduğunu savunamam, zira "abartılı" uygulandığında doktorların sağlıklı karar vermesini derinden etkileyen bir uygulamadır bu.

Ülkemizde sezeryan ile doğumu bir tür "lüks" olarak algılayan insanlar var ve normal doğumu "parası olmayanların" doğum şekli olarak görenlere bile rastladım. Bu doğruluktan ve mantıktan uzak patolojik bir düşüncedir.

Ülkemizde bazı anne ve baba adayları oturup gebeliğin başından sonuna kadar "normal mi doğsa,sezeryanla mı?" diye düşünüyorlar. Bu üzücü bir olay gerçekten, çünkü bu kararı doktorunuzun vermesi gerekir, siz kafanızı bunlara değil, bebeğiniz doğduktan sonra yapacaklarınıza yormalısınız.

Özet:

Doğum şekli konusunda her zaman ilk planda normal doğumu düşünün ve bunu da doktorunuza açıkça belli edin. Ön planda normal doğum yapmak istediğinizi vurguladığınızda doktor seçiminizin de doğru olduğunu göreceksiniz. Doktorunuz sezeryan ile doğum kararı verdiğinde de buna saygı göstermelisiniz. Eğer böyle yaparsanız ileride bebeğiniz için "sancı çekmemiş" olmakla ilgili suçluluk duyguları da yaşamazsınız.

Sitemizin Anneler Kulübü'nden bir anne adayının dediği gibi "doğum sancıları üretken sancılardır ve dünyaya gelecek canlı için bu sancıları çekmeye değer".

Sezeryanla doğumu tercih etseniz ya da doktorunuz bu yönde karar verse bile epidural ya da spinal gibi bölgesel anestezi yöntemlerinin uygulanabilirliğini doktorunuzla görüşün ve tercih edin. Bu anestezi yöntemnleri genel anesteziye göre hem siz hem de bebeğiniz için daha az riskli yöntemlerdir. Dahası sezeryanla doğum yaptığınızda bebeğiniz size kavuşabilmek için sizin "ayılmanızı" beklemek zorunda kalmaz.

Tüm anne ve baba adaylarına sevgiler;

gebelik.org ekibi adına;

Dr. Kağan Kocatepe