*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Doğum Yapan Annenin Hissettikleri  (Okunma sayısı 938 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
Doğum Yapan Annenin Hissettikleri
« : Aralık 27, 2017, 03:05:23 ÖS »
Doğum Yapan Annenin Hissettikleri

Merhaba,

Bu yazimda erken dogum yapmis annenin neler hissedebilecegini kendi yasadiklarima dayanarak aktarmaya çalisacagim.

Erken dogum eger beklenmedik bir anda oluyorsa (ki ben bunu yasadim), bu durum anne için de tüm aile bireyleri için de sok etkisi yaratiyor. Ne kadar erken dogdugunun ilk baslarda çok önemi olmuyor. Bunu benden daha geç haftalarda erken dogum yapmis annelerle olan konusmalarima dayanarak söylüyorum. Çünkü hepimiz ilk günlerde ayni endiseleri, ayni üzüntleri yasamisiz.

Ilk günlerin sok etkisi geçmeye basladiginda ne kadar erken dogdugu önem kazanmaya basliyor. Acaba yasayacak mi, sagligi nasil olacak ve benzeri sorular sekillenmeye basliyor. Daha geç haftalarda erken dogum yapmis anneler de ayni endiseri yasamakla beraber genelde saglik sorunlari açisindan daha az problemli günler yasiyorlar. Özellikle 1500 gramın altindaki bebeklerde bazi saglik sorunlarinin yasanma riski daha artiyor. Ben kendi bebegimde olasi saglik problemlerini ögrendigimde çok sarsilmistim. Ya hepsi basina gelirse diye. Iste en büyük yanlis burada… Neden hepsi basina gelsin ki? O günlerde belki insanin en zor yapacagi ya da hiç yapamadigi bir sey “IÇINI RAHATLATMAK!”

Dergilerde olsun, internetteki sayfalarda olsun dogumdan sonra annenin yasadigi psikolojik sorunlara yönelik yazilari okuyorum. Bu yazilarda annelerin dogumdan sonraki ruh halinin nasil oldugu, neler yapmalari gerektigi gibi çok faydali bilgiler aktariliyor. Fakat erken dogum yapmis annelerin ruh hallerine yönelik hiçbir yazi, hiçbir öneri okumadim simdiye kadar. Erken dogum yapmis anneler de lohusalik dönemi geçiriyorlar. Üstelik oldukça da bunalimli bir lohusalik dönemi oluyor. Bebeginin saglik sorunlarini düsünmekten, sürekli “acaba yasayacak mi?” diye düsünmekten, hastane kapilarinda kendi bebeginin kan testini laboratuvara kosturmaya çalismaktan, parasizliktan bebegine ilaç alamamaktan ve en önemlisi aglamaktan kendine bakamayan, çevresinden destek alamayan annelerimiz de var. Ben o günleri ailemin inanilmaz destegi ve sevgisi ile atlattim. Fakat birçok annenin biliyorum ki bu konularda bazi yayinlari okumaya gereksinimleri var. Bu yazilar da insana bir tür terapi oluyor. Buradan ben psikiyatrist doktorlarimiza sesleniyorum… Lütfen bizleri de gözardi etmeyin. Bugün Türkiyede dogumlarin % 10-15’ini düsük dogum agirlikli bebekler olusturuyor. Bunlarin ¾’ü de prematüre bebekler… Hiç de az sayilmayiz… Bizler için de birseyler yazin ki bizlerin de IÇI RAHATLASIN… Kendi kendimize bazi psikolojik bunalimlarin içine düsmeden, en azindan bu yazilari okuyarak yol bulmaya çalisalim.

Kendi adima, erken dogumdan sonra o zamanlar neler hissettigimi sizlere söyle siralayayim:

Bebegim yasadigi için MUTLULUK... Haftasina göre (27 hft.) daha kilolu (1200 gr.) bir bebek oldugu için GURUR...Ne kadar saglikli yasayabilecegini bilemedigim için KORKU...Olasi saglik problemlerinden dolayi nelerle karsilasabilecegimizi bilmedigimden ENDISE...Tedavilerin ise yaramasi için TEMENNI...

Bugün neler hissetigimi de söyleyeyim. Geçmiste yasanan her zorluga, her sikintiya ragmen su an inanilmaz bir MUTLULUK yasiyorum ve de kendimle GURUR duymadan edemiyorum. Artik KORKU, ENDISE ve TEMENNI’lerin yasantimda çok az bir yeri var, sadece gerektiginde… Artik sorunlara daha farkli yaklasiyorum. Bunu biraz geç ögrendim. Istiyorum ki benzer durumda olan anneler daha erkenden sorunlarla nasil basedebileceklerini bilsinler.

Iste bu duygularin hepsini birarada yasamak insani yipratiyor. Gelecek günlere daha saglikli, ruhsal açidan daha dingin olmamiz için hepimizin yardima ihtiyaci olacaktir. Özellikle psikolojik destege hepsinden daha çok ihtiyaç oluyor.